ÜRETİCİMİZİN BUNA İHTİYACI VAR

Geçtiğimiz hafta ki yazımızda şehrimiz de tarım ve hayvancılık alanlarında üretim yapan üreticinin desteklenmesi gerektiğini  vurgulamıştım. Nedeni nasılını düşünmenin yanı sıra kooperatifçilik konusu aklıma geldi. Erzurum da kooperatifçilik ne kadar aktif yada ne kadar eksik bunu araştırmaya başladım.

 

 

 

Öncelikle kooperatifçilik nedir ne amaçla kurulur bunu bir hatırlayalım istiyorum.

Kooperatifçilik; ekonomik anlamda güçlüklerle karşılaşan kişilerin eşit hak ve çalışmalardan hareketle maddi ve manevi olarak sorunları ortadan kaldırmak için kurulan bir ortaklıktır. İhtiyaç sahiplerinin gereksinimleri giderilirken birlik olmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere hatırlatan ve yaşatan bir hareket aslında. Belki de en kısa tanımla birlik olmanın bereketine ortak olmak, kolektif iş yapma ve işbirliği demektir. 

 

 

 

Tarihine bakarsak eğer 21 Aralık 1844 yılında İngiltere de ortaya çıktığını görüyoruz. Dünya kooperatifçilik günü de bu tarihte kutlanmaktadır. Ülkemizde ortaya çıkması 1863 yılında Mithat Paşa tarafından “Memleket Sandığı” adıyla tarım alanında başlamış. Köylüler kendi aralarında arazilerini işledikten sonra devlete ait boş arazilerde imece usulü ekim yapar ve ürünleri köyün ihtiyar heyet aracılığıyla satıp gelirini de ilçe sandıklarına sermaye olarak veriyorlarmış. İşte işin en önemli tarafı bundan sonra başlıyor. Bu sandıklarda biriken sermaye merkezi bir kredi örgütü olarak kurulan “Ziraat Bankası”na devrediliyor. Yani Ziraat Bankasının asıl sahibinin üretici köylüler olduğunu ve bunun da kooperatifçilik, imece usulü ile yapılması aslında bu konunun ne kadar değerli olduğunu ve kazançlarını bizlere bir kez daha göstermiş bulunuyor.

 

 

 

Temelde ki noktası kolektivite ve paylaşımcılık olan bu hareketin ekonomik, sosyal ve toplumsal kalkınmanın en önem unsuru olduğu gerçekliğini görmemiz gerekmektedir.  Ülkemizde özellikle Atatürk zamanında çok büyük önem verilerek geliştirilmeye çalışılan ve Cumhuriyet döneminde altın çağını yaşayan Kooperatifleşmenin tekrar yükselişe geçtiğini görmek en değerli beklentilerimizden biridir. Kooperatifçiliğin önemini Cumhuriyet döneminde ki kazanımlarımızla görebiliriz.

 

 

 

Genel anlamda kısaca bahsettiğimiz kooperatifçiliğin önemi özellikle ekonomik sıkıntıların, işsizliğin yoğun olarak yaşandığı ülkelerde önemlidir ve öncelik verilmesi gereken konulardan bir tanesidir. Üretimin artmasına ve üreticinin maddi kazancına öncelik verildiği için üreticiyi teşvik eden unsurlar barındırmaktadır. Sorunlar karşısında çözüm odaklı hareket etmeyi sağlarken, üretilen ürünlerin satışı alanında da yenilikler yaratmaktadır. Kurulduğu yerlerde istihdam alanı yaratır. Başta yöre ekonomisi olmak üzere ülke ekonomisine de ciddi anlamda destek demektir. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik proje destek yönetmeliği ile kooperatiflere gerçekleştiremedikleri projeler için finansman sağlamaktadır. Tüm bunları bir arada görmeyi başardığımız zaman neden bu konuyu özellikle işlediğimizi anlayabilirsiniz.

 

 

 

Erzurum da kooperatifleşme ne kadar yaygın diye baktığımız da çok ileri olmadığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Şehrimiz de kooperatifleşme yok mu tabi ki var ama üzerinde durduğumuz şey neden daha etkili, daha verimli ve daha çok kooperatif birlikteliğinin olmadığıdır. Yerel üreticinin birlik içinde faaliyetlerini sürdürmesi ve bunun desteklenmesi gerekliliği yukarda da bahsettiğimiz gibi yerelden genele bir ekonomik kalkınmanın dinamiğidir.

 

 

 

Yerel üretici desteği nasıl olmalıdır örneklerinden birini İzmir Tire Süt Mahsulleri Kooperatiflerinin faaliyetlerinde görebiliriz. İzmir Büyükşehir Belediyesi  ihtiyaç sahibi çocuklara yönelik süt dağıtım kampanyasında ki sütleri bu kooperatif tarafından karşılanmaktadır. Düşünün ki aynı kooperatif bir dönem İstanbul Büyükşehir Belediyesine de süt temininde bulunmuştur ve sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi kendi bölgesinde ki üreticiden süt temini sağlamaya başlamıştır. Bu örneği vermiş olmamda ki sebep Erzurum’un hayvancılık ve buna bağlı süt ve süt ürünlerinde Türkiye de önemli bir üretim payına sahip olmasıdır. Buna rağmen neden Erzurumlu üretici de tıpkı diğer büyükşehirlerdeki üreticiler gibi bu konuda destek görmüyor? Yerel üreticinin desteklenmesi bu örnek yada buna benzer çözümlerle sağlanır. Kooperatifler aracılığıyla direkt olarak üreticiden tüketiciye satış noktaları açılıp yaygınlaştırılabilir. 

 

 

 

Buradan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Sekmen, Erzurum Ticaret Odası Başkanı sayın Lütfü Yücelik ve “Yerel Candır” kampanyasını başlatan Erzurum Ticaret Borsası Başkanı Sayın Hakan Oral’a çağrı yapmış olalım. Gelin sizde şehrimizde ki süt ve tarım kooperatifleri aracılığıyla Erzurumlu süt ve süt mahsulleri ve tarım üreticilerini geniş kitlelere ulaşacak; hem üretici hem de tüketiciyi memnun edecek bir destek sunun. Kurumlarınızın ihtiyaçlarını buralardan temin edebilir, hatta bu ürünlerin diğer şehirlere iletimi konusunda aracı rol üstlenebilirsiniz. Şehrimizin ve üreticimizin buna ihtiyacı var.  

 

 

 

Bu arada kooperatifleşmede genelden bahsettiğimiz için Kadın emeği kooperatiflerini unuttuk sanmayın. Son yıllarda şehrimizde ve ülkemizde önemli ve değerli adımlar atmaktadırlar. Bu konuda emekleri ve başarıları iyi bir ivme kazanmıştır. Sosyal sorumluluk projeleri adı altında bir çok büyük kurum tarafından finans, eğitim ve pazarlama destekleri alarak yollarına devam etmeleri üretim birliklerinin mutlak gücüne güç katacaktır.

 

 

 

Üretimi artan bir ülkenin yükselmesi ve güçlenmesi kaçınılmazdır. Tarımdan sanayiye kadar bu ülke üreticisi birlik içinde hareket edip ürettiği takdirde yeni üretim alanları olacaktır. Yerli üretim ve kooperatifçilik bu anlamda en değerli ve en önemli değerlerden biridir.

Bilgiyle kalın…

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.