MHP Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı,Erzurum Milletvekili Kamil Aydın Türkiye bölgesinde bir lider olma yolunda büyük mesafeler katetti."dedi.
Toplantılarda sıklıkla dile getirilen uluslararası alanda üç önemli sorundan bahseden Aydın, Bunlardan birincisi siber saldırılar, yani bilgi teknolojilerinin kötüye kullanılması, sosyal medyanın kötüye kullanılması, bilgi algı operasyonları, birtakım bilgiler, haberler yayma, hatta malumunuz Amerika'daki seçimlere dahi müdahil edildiğine dair soruşturma dosyaları var. İkinci olarak bir de terör, küreselleşen bir terör. Bakıyorsunuz ki bir terör olayını bu gün Fransa Paris'te oluyor, ertesi günü Londra'da, bir bakıyorsunuz ta gidip İzlanda'da oluyor ya da Japonya'da oluyor. Bu da çok önemli bir sorun. Şu anda NATO'nun da, Birleşmiş Milletlerin de, Avrupa Birliğinin de üzerinde önemle durduğu üç somut iki ayağı. Bunlara bağlı olarak bir de son zamanlarda kontrolsüz göç hareketleri var. İllegal göç hareketleri var. Dünya alanında 25 milyon civarında bu göçten, ekonomik ve güvenlik odaklı bir göç hareketliliği var. Burada da en büyük bedel ödeyen ülkemiz yani Türkiye'dir. Malumunuz biliyorsunuz zaten geçiş güzergahında yani transit yol üzerinde olduğumuz için doğudan batıya göç hareketliliği, işte Afganistan odaklı, Erzurum bu konuda çok büyük bedel ödüyor ve siz bunları da takip ediyorsunuz. Bu yetmemiş gibi bir de güney sınırımızdan büyük bir göç dalgası yaşadık. 3,5 milyon civarında toplam 4 milyonu aşan bir göçmen, yani kontrolsüz göçmen kitlemiz var. Büyük bedeller ödedi ülkemiz. Biz de dedik ki bunu uluslararası birlikteliklerden talep ediyoruz. NATO'dan talep ettik tık yok, Avrupa Birliğinden gerekli yardımı alamadık. O zaman göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Kararımızı verdik ve hatırlarsanız Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları ile gerçekten adına matuf konu bölgeye rahat ve huzur getirmek, barışı hissetme adına yaptık. Bunun üçüncü ayağını da Barış Pınarı Harekatı adı altında gerçekleştirdik. Çokta başarılı gitti. Dünya literatürlerine başarı öyküsü olarak kayda geçecek bir harekattı, çünkü bir sivilin burnu kanamadı. Halbuki Rusya, İdlip'de bombardımanda bir sürü sivilin, terörle mücadele edeyim derken bir sürü sivilin de ölümüne neden oldu. ABD, Afganistan'da aynı işleri yaptı. Taliban ile mücadele edeceğim derken bir sürü sivili katletti. Ama Türkiye, TSK olabildiğince hassas davrandı. İlmek ilmek bir operasyon gerçekleştirdi. Bütün dünya kamuoyunun karşı durmasına rağmen. Epey bir mesafe katettik. Niye, bir sınırımızın emniyeti için. Biz artık kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayacağız. NATO müttefik üyesiyiz ama yardım alamadık, biliyorsunuz hatta patriotlar bile sökülüp götürüldü. Bu süreci yaşadık. İkinci olarak buradayız, yani Avrupa 50 bin veya yüz binin hesabını yaparken ben 3,5 milyonu bir anda kucağımda gördüm. O zaman kaçınılmaz bir harekattı ve adı Barış Pınarı gibi hakikaten adına uygun bir harekat yapıldı diye konuştu.
"Amaç bir terör devleti kurup İsrail'e bir kalkan oluşturmak"
Bölgedeki asıl amacın bir terör devleti oluşturarak İsrail'e kalkan oluşturulmak olduğunu dile getiren Aydın, Batı'nın burada Türkiye'nin kararlılığını görünce hem NATO ülkeleri, özellikle ABD bölgedeki büyük gücün iddiası var, Rusya'nın da iddiası var. Merkezi Suriye hükümetinin de birazcık destekleri var. ABD'nin de oradaki bizim terörist yapı dediğimiz çok açıkça YPG/PYD orada bir taşeron kullanma zihniyeti söz konusu. Buradaki amaç ne; bir terör devleti kurup İsrail'e bir kalkan oluşturmak. Onun emniyetini sağlama ve Orta Doğu'ya bir hançer sokmadır. İsrail devleti ile bir hançer sokmamış mıydı, bir hançer daha sokmak. Biz buna müsaade etmedik, kararlı bir şekilde bu araya girdik. Malumunuz şimdi bu sefer ne oldu, dün bizi ciddiye almayanlar barış masasına çağırdılar, görüşelim dediler. Aman durdurulsun dediler. Öncesinde 13 maddelik ABD ile bir mutabakat sağlandı, gerçekten Türkiye masa görüşmeleri adına diplomasi adına büyük bir başarı. Hem onun maddelerini analitik ettiğimiz zaman görüyoruz. Rusya bunu görünce aynı şeyi kendisi de biz özellikle dedik ki, biz o hattın tamamen temizlenmesinden yanayız. Dolayısıyla 32 kilometre derinlikte ve tüm sınır hattımız boyunca bizim orada M4 karayoluna varan sınıra kadar bir temizlik harekatı düşünüyoruz. Bunu iki şey için bir kendi emniyetimiz, ikinci olarak bizde gerçekten vatan hasreti çeken o bölgeden göç etmiş bir an önce topraklarına güvenli bir şekilde dönmek isteyen insanlara bir ortam hazırlamak. Bunu daha önce Afrin civarında geriye göç oldu, bunu da yapacağız dedim. Bu sefer Rusya ile bir görüşme yapıldı. Soçi'de burada çok net bir şekilde 10 maddelik taslak ortaya konuldu. Burada en önemli husus bir kere bölgedeki terörle mücadelede göçmen ağırlıklı sorunumuzun üstesinden gelme iddiamız karşılık buldu. Biz inşallah orayı güvenlikli bir bölge yapıp, oraya geriye dönüş olarak yapmak. Bu Rusya ve ABD tarafından kabul edildi ama Avrupa bu konuda halen daha ipe un seriyor. Kirli propagandalar yapıyor. Farklı iddialar, orada Kürtlere uygulanan bir soy kırım varmış, hal bu ki Türkiye'ye gelen göçmenler arasında 300 bin Kürt kökenli kardeşimiz var. Biz aynı zamanda onlarında bir an önce geriye gidip yuvalarına dönmelerini istiyoruz. Orada illegal bir PKK uzantısının oradaki bütün etnik gruplara yaşattığı bir zülmet var, bir sıkıntı var. Önemli olan buradan bir an önce kurtulmak, masa başında da bunu Allah'ın izni ile planlı programlı bir şekilde görüşmeler ile taçlandırdık. Şu anda inanın bölgede hasım hane düşüncede olanların dışında bütün dünya kamuoyu Türkiye'nin bu konuda çok yapıcı bir yol izlediğini ve büyük bir kazanım elde ettiğini çok rahat bir şekilde itiraf ediyorlar şeklinde konuştu.