Geçtiğimiz günlerde; CHP Erzurum eski il başkanı Bülent Oğuz hakkında, ona ait olduğu iddia edilen ses kayıtları sosyal medya ve özellikle yandaş havuz medyasına servis edildi.
Tabi bu ses kayıtlarının ilk geldiği gazetecilerden biri de benim. Mesleğim gereği, konuşmaların bir kısmını dinledikten sonra, masumiyet karinesi ve bahse konu şahısların aile onurları önceliğim olduğu için tepki gösterip bana gönderilen kayıtları sildim.
Konunun; özellikle yandaş medya ve trol ordusunun gayretiyle ülke gündeme gelmesinden sonra işin peşine düştüm.
Eski il başkanı Bülent Oğuz’un kendisine ulaşıp, işin detayını öğrenmenin daha sağlıklı ve adil olacağına karar verdim. Netice de tacize uğradığını iddia eden kadın amacına ulaşmış tüm ülkeye sesini duyurmuştu. Diğer muhatap Bülent Oğuz'u dinlemek ve söyleyeceği bir şey olup olmadığını kamuoyuna duyurmakta bizim görevimiz olmalıydı.
Konu mahkemeye intikal edildiği için detaylarına fazla girmeyeceğim. Yargı sürecinde olan dava dosyasını incelerken bir şeyin dikkatimi çektiğini belirtmek isterim. Tacize uğradığını iddia eden kadın, taciz edildiğine kanıt olarak sunduğu ses kaydının tarihlerinde, Bülent Oğuz'a WhatsApp aracılığıyla jest yapar gibi internetten topladığı resimlerle yaptığı videoyu göndermiş. Zaten genel anlamda konuşmalara bakınca da bırakın taciz edilmeyi dostane bir sohbete şahit oluyoruz.
Şimdi aklımda deli sorular...
Taciz edildiğini iddia eden biri neden ve niçin, taciz ettiğini iddia ettiği birine hem de bahse konu tarihlerde videolar hazırlayıp gönderir ve görüşmeye devam eder? Taciz eden biri ile görüşmekten hiç mi rahatsız olmaz?
Bahsedilen tarihlerin üzerinden epeyce zaman geçmesine rağmen, bu kayıtlar neden şimdi basına ve sosyal medyaya servis edildi?
Görüşmelerin olduğu o zaman aralığında, eski il başkanından kim neler istedi ve neler talep etti?
Hukuki olarak suç olduğu bilinmesine rağmen, bu ses kayıtları ne amaçla kayıt altına alındı ve kimler, hangi amaçla kime servis etti?
Atatürk'ün Partisi, Cumhuriyetimizin kurucusu olan, Cumhuriyet Halk Partisi'ne kimler ne amaçla bu olay üzerinden zarar vermeye çalışıyor?
Bunları da yeri geldikçe yazacağız...
Kısa bir notla yazıma son vereyim. Bülent Oğuz Bey, gerekli davalarını açıp işin peşine düştüğünü vakur bir duruşla bana gösterdi. Kendisini dinledim ve etik açıdan, yargıya intikal etmiş bir konu hakkında daha fazla yazmayı uygun görmüyorum. Bu süreçte bizlere düşen, bağımsız yargımızın kararını beklemek. Linç kültürünün çok popüler olduğu toplumumuzda herkes bilsin ki bir kişiye hem suç isnat edip, hem ceza verip, hem de yargısız infaz etmek öyle kolay değil. Hakkı var adaleti var.
Bilgiyle kalın