Geçen gün uzun uzun düşündüm. Acaba bir parti kursam ismi ne olur diye. Aklıma birçok isim geldi. Çok isim düşündüm ama içlerinden birisi beni ziyadesiyle etkiledi. Yurttaşın yakından bildiği ama resmiyet kazanmamış bir isim. Herkese tanıdık gelir, “Tabela Partisi.”
Tabela deyip geçmeyin.
Kurduğum gün öyle afili katılım, büyük büyük sözler olmasa da “Tabela” ismine layık olarak mevcut birçok partiyi de temsil edeceğimden kimsecikler zerre şüphe duymasın. “Genel merkezi yokmuş, bilmem neymiş..” diye hiç söylenmeyin. Eksikliği çok önemli bir ayrıntı değil valla geçelim bunları. Partimin adına layık, adı var kendi yok açılmış kaç tane parti var bilseniz. Bu sayede kaç tane genel merkez, il başkanlığı kaç tane ilçede farklı isimlerle varım haberiniz yok.
Öyle iddialı vaatlerde bulunmama da gerek yok. Zaten ismimi temsil eden partiler benim yerime fazlaca emek harcıyorlar. Kimseyle de kötü olmam. Suya sabuna dokunmam yani. “Çok laf, az iş” yeter de artar bile fiyakama.
Parti bütçesi adlarıyla paralar olmasına da gerek yok. Masrafsız yürür yoluma giderim. Her şekilde isimden kazanırım. Hangi parti birine laf atsa benim partinin ismini anacak. Reklamı da vurduk mu beleşe? Hadi bakalım.
Valla anket manket de neymiş? Nasılsa o küsur küsur oyların hepsi seçim bittiğinde bana yazılacak. Tabela bende, yok öyle yağma.
İttifaklara girip oylarımın üstüne yatacak hayırsızlar elbette olacak. Ama onlar da şu gerçeği hiç unutmasınlar; hepsi bir gün mutlaka benim partimden olacak. Bugün başka tabela altında söz sahibi olmaları bir şeyi değiştirmeyecek. Gün olacak bir bakacağız dönüp dolaşacakları gelecekleri nokta Tabela Partisi olacak. Kaçınılmaz son yani.
Olur da seçimden sonra beni yine tanımazdan gelir, havalı, cakalı, iddialı olursanız, şimdiden sesleniyorum; Enerjinizi daha başarılı ve daha verimli işler için harcayın. Dönüp dolaşıp geleceğiniz yer olan partimin ismimi kirletmeyin...