Ölecek canlandırdığımız düşler,
Ve sevdiğin çiçekler…
Sevdanın cefasını çekeceksin gayrı.
Gözlerin müjdelemeyecek beni en güzel yerine,
Buğulanmayacak beklediğin cam,
Serçe parmağından dökülmeyecek ismim…''
Bütün yalnızlıklara, kimsesizliklere, aşklara, umutlara, umutsuzluklara dilin susup yüreğin sesi olmakla başlamıştı hepsi.. Sonra kelimeler söze dönüşüp bir kalemden kağıda öykü öykü döküldüğünde “Susku” dile geldi.
Gazeteci kimliğinin yanı sıra şair ve yazarlıkta da oldukça güçlü bir kalem olduğunu her eserinde bir kez daha ortaya koyan, Erzurum’un duayen gazetecilerinden; abimiz, hocamız Ömer Nazmi Yavuz şimdilerde hayatımıza “Susku” ile dokunmaya çalışıyor.
Kırk iki öykünün (bir kısım şiir) yer aldığı kitapta yazar kelimelerle ustaca oynadığı gibi, betimlemeleriyle de göz kamaştırıyor. Kitabı elinize alıp okumaya başladığınızda bir an kendinizi karlı ve rüzgarlı bir kış mevsiminde ıssız bir dağda ki minicik bir evde içinde yanan sobadan gelen çıtırtı ve sıcaklıkla sarmalanmış bir halde bulduğunuzda ne dediğimi anlayacaksınız.
Kitap hakkında çok fazla spoiler vermek istemiyorum. Çünkü okurken sizleri bekleyen olayların içinde kaybolduğunuzda ki o tat inanın benim anlatamayacağım kadar lezzetli gelecek yüreğinize.
Kitabın kapağını açınca “Nerede bir vicdan ölse, orada bin şeytan doğar.” diye sizi karşılayan söz ancak bir ustanın yüreğinden gelir ve buram buram tecrübe taşır. Ömer Nazmi abimiz de engin yaşam tecrübesini yıllardır yazıya dökerek; kah şiir, kah öykü, kah köşe yazıları ile bizlerle pay ederken nasıl engin bir deniz olduğunu biz okuyucularına gösteriyor.
Tüm eserlerini severek okuduğum yazarın bu kitabında Su perisi şiirine yer vermesi de özellikle beni ziyadesi ile mutlu etti. Zevkle okuyup sonra tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz kitabı edebiyatımıza kattığı için kıymetli abime tekrar tekrar teşekkür ederim.
Bu vesile ile Bugünün en değerli yanı olan 18 Mart Çanakkale Zaferimizi kutluyor. Bugünlere gelmemiz için canını feda eden atalarımızı Saygı ve Rahmetle yad ediyorum.
Bilgiyle kalın…