Bir kol saati… Patek Philippe marka, Grand Complications 6104R-001 serisi… Menşei İsviçre. İki ortağın kurduğu marka, hâlen bir aile şirketi… Geleneği bozmadan üretim, kalite ve satış politikalarını devam ettirmekteler. Olağanüstü zarif bir tasarım. Mekanik, teknik ve estetik kıymetini ehli bilir… Fiyatı mı? İşte asıl mesele o! Bir siteden aldığım satış rakamı 900 bin Dolar… Küsurları da var ve birkaç yıllık asgari ücrete denk… Yerli ve milli paramızla her gün fiyatı değişmekte, malum… Lakin rezerv para birimleri ile de aynı değişkenlik mevcut. Meraklıları tarafından mağaza çıkış fiyatının çok üzerinde alınabiliyor. Zira her isteyene satmıyorlar. Sipariş kabul edilse bile ayrıca sıra bekliyorsunuz. Antika ve nadide sınıfına giren modelleri, müzayedelerde milyonlarca dolara alıcı bulabiliyor.
Bu model, markanın orta üst sınıfına girmekte… Yani çok daha pahalı olanları var.
Pekiyi neden bu kadar pahalı? Düşünsenize, üç milyondan yaklaşık on tane ev ya da arabayı kolunuza takıyorsunuz. Size biri yolda saati sorduğunda, şöyle kolunuzu dışa doğru kıvırıp: “Dördü on geçiyor delikanlı” demek için değil herhalde…
Uzman ve zanaatkârlar emsalleri ile mukayese edip pek çok şey söyleyebilir. Ancak söyleyecekleri hiçbir üstün nitelik, bu fiyatı izah etmez. İster üretim maliyetleri, ister fikri haklar bakımından hesap yapılsın, böyle rakamları bulamazsınız. Kesinlikle değeri ederinin üzerindedir…
Meselenin sosyoloji ve psikolojiyi ilgilendiren yanları da var. Ancak dikkat çekmek istediğim nokta, kapitalizmin yüz yıllar içinde bireylerin bilincine yerleştirdiği yeni bir değer algısı ile topluma sunduğu yeni bir kast yapısıdır. Evet, bu saat bir statü sembolüdür…
Öyle ki zamanında bir bakan, koltuğundan kaynaklı iktidarı ve görece hepimizden daha çok servetine rağmen, bu marka bir saati kolunda görmeyi çok arzu etmişti… Zira asıl değerli olan oydu ve gerçek statüyü de o belirleyecekti!
Denilebilir ki varlıklı insanların giydiği kıyafetten oturduğu eve kadar zaten hepsi pahalıdır. Mekânlarında nice kıymetli eşya, tablo ve mücevherat vardır. Araç, arsa ve bankadaki paralarının hebanı bile bilmezler. Doğrudur… ama malvarlıkları zenginliklerini gösterir, statülerini değil. Kollarına yatlarını takamaz ve evlerini sırtlarında taşıyamazlar. Bu ve benzeri saatleri taşıyanlar, sessiz bir mesajla karşısındakine daima aradaki sınırı ve bulundukları statüyü hatırlatır. Siz siz olun, kolunda böyle bir saat taşıyanın yanında emekli maaşına gelmeyen zam veya gece yarısı motorine gelen zamdan bahsetmeyin. Komik olursunuz. Karşılaşıp sohbet edebilirseniz tabii… Benim daha böyle bir ahbabım olmadı.
Şimdi elinde parası olanlar, yeni bir değer inşa etme ve statü değiştirme adına mağazalara koşmasınlar. Alırsanız sadece pahalı bir saatiniz olur. Sınıf ve kıymet algısının değişmesi, kuşaklar alabilir. Ve ne yazık ki bu süre içerisinde, siz sadece ‘görgüsüz’ olarak yaftalanırsınız.
Ama yine de çok para kazanmaya çalışın... Zira Albert Camus’un dediği gibi, saygınlığı elde etmenin en emin ve hızlı yollarından biri paradır. Sonra da torunlarınıza miras bırakacağınız böyle bir saat satın alın. Siz saygınlık, torunlarınız itibar kazansın. Merakınız varsa şayet…