Sanal Dünyada Yaşam
Hemen hemen hepimiz sosyal medyayı aktif yada pasif olarak kullanır haldeyiz. Facebook akımıyla birlikte hayatımıza giren medya paylaşımları da zamanla çeşitli sosyal medya platformlarında değişik şekillerde kendini gösterir oldu. Bu sayede toplumda uç kesimler arasında da bir etkileşim sağlandı. Özellikle İnstagram da ünlü ve zengin çevreden insanların yaşamlarını video ve fotoğraflarla topluma göstermeleri ile birlikte o yaşama bir özenti de gözle görülür bir şekilde oluşmaya başladı desek abartı olmaz diye düşünüyorum.
Dünyanın özellikle yaşam standartları düşük olan ülkelerinde ki bireylerin kullanımının çoğunlukta olduğu bir anlık video paylaşım platformu var adı TikTok. Ülkemizde de çoğunluğunu alt ve orta gelir grubunda yer alan insanların genelde ev ortamında amatörce taklit yaparak, dans ederek, şarkı söyleyerek çektikleri videolarda ortamsal estetik kaygısı olmadan, çoğu kez mahremiyetin de önemsenmediği ve teşhirin de ön plana çıktığı videolar çekilmektedir.
İnsanları bu şekilde videolar çekip böyle bir platformda yayınlatma isteğine götüren neden nedir? Özellikle Konya da birçok süt firmasına tedarik sağlayan bir şirkette çalışan iki arkadaştan biri süt teknesinde süt banyosu yaparken diğerinin bunu çekerek TikTok’ta paylaşmasının ardından bununla ilgili bir yazı yazma ihtiyacı hissettim.
İnternetin hayatımıza girdiği günden beri toplumsal yada bireysel olarak bastırılmış bir takım duyguların çok rahat bir şekilde yaşanmaya başlandığını hepimiz biliyoruz. Bireylerin gerçek isimlerle bunları yaptığı gibi sahte isimlerle çok kolay bir şekilde istediği kimliğe bürünerek hesap açarak da kendilerini ve içinde yaşadıkları bir takım dürtüleri bu şekilde ifade etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Çok kolay bir şekilde ait olmaktan mutlu olmayarak yaşadıkları ortamdan kendilerini uzaklaşmış hissederek sahip olamadıkları; sevgi, aşk, para, araba, mevki yada şöhreti kendi dünyalarında yaşıyor gibi yapabiliyorlar ve bu sayede geçici bir mutluluk yaşayabiliyorlar.
Bunları yaparken internetin olduğu her yerde ki geniş kitlelere ulaşabilirliğiyle birlikte maddi kazançlara ulaşmakta kolay olabilmektedir. Yüksek izlenme oranlarına erişen paylaşımlar firmaların reklamlarının büyük bir kısmını sosyal medyaya vermesine sebep olmuştur. Bu da o ortamlarda paylaşılan videoların para kazandırmasını beraberinde getirmiştir. Paylaştıkları videolar sayesinde kitlelere ulaşıp ünlü olan ve hatırı sayılır para kazanan sosyal medya fenomeni denilen kişiler birçok insana aynı şeylere kavuşmak adına ilham olmuştur. Bu sayede yapılmadık saçmalık kalmadığı gibi ölümlerle sonuçlanan olaylarda olmadı değil.
Bu tarz paylaşımları yapan kişilerde zengin ve ünlü olma isteğinin yanı sıra, bir takım eksiklikleri nedeniyle onaylanma ihtiyacı duyan bireyler de beğenildiğini görme isteği, bastırılmış kişiliklerde “Bende varım bende yaparım” diyerek kendini kabul ettirme çabası ve hayatında başarılı olamamış kişilerde de takdir edilme isteği önde gelmektedir.
Toplumda hemen her yaşta kişilerin sosyal medya paylaşımları bir bakıma toplumun her yönünün görünür olabilmesini sağlamakla birlikte takipçi sayısı ve paylaşımlara gelen beğenilerle; beğenilme, takdir edilme, sevilme isteği açlığının psikolojik olarak doyuma kavuşması açısından bir nevi motivasyon yaratmaktadır. Bu yanıyla pek tehlikeli görünmeyen bir sanal dünya içinde çokça tehlikenin olduğu da en önemli gerçektir. Paylaşımlara gelen acımasız eleştiriler yada taciz gibi olumsuzluklar beklenenin dışında kişilerde çöküşe sebep olabilmektedir.
Sosyal medya paylaşımlarıyla birlikte standartlaştırılan güzellik ve yakışıklılık algısı da özellikle genç nüfusta bir tabu haline gelmiştir. Bunun uğruna ameliyat masalarına yatanların sayısı maalesef ki azımsanmayacak kadar çok. Tek amaçları beğenilme hazzı olan bu kişiler içinde yaptığı paylaşımlara fazla beğeni almadığı için intihar edenlerde olmuştu.
Kısa yoldan para kazanmak ve ünlü olmak dışında kalan bütün değerleri sevdiklerimize sunmak zor olmasa gerek. Sanal dünya içinde yaşanan kısacık hazlar ve psikolojik rahatlama bir yerde iflas edecektir. Bunun örneklerini bir gecede ünlü olup şöhret, para ve hayranlık duygusunu yaşarken kısa süre sonra hatırlanmadığı için psikolojik olarak çöken kişiler de görmek mümkündür.
Sanal dünya içinde yaşananlar acaba gerçek dünyanın görülmeyen yönlerinin bir izdüşümü mü yoksa sadece para ve ünlü olma arzusu mu bunu çözmek profesyonel kişilere düşen bir görevdir.
Özgür gibi görülen internet ağları içerisinde sevgiyi aramak, değer görmeye ve kısa yoldan para kazanmaya çalışmak, takdir edilme arzusu ve önemli olduğunu hissetme isteği içerisinde sıkışıp kalmış kişileri suçlamaktan daha ziyade “nereye gidiyoruz?” sorusuna cevap aramak gerekir.
Bilgiyle Kalın..