Sarıkamış Şehitleri'nin anılmasının mimarı olan Avukat Necati Bölükbaşı, “Tarihin Arka Yüzündeki Sarıkamış Harekatı” kitabının ardından, bu kez anıların yer aldığı “Erzurum’dan Sarıkamış’a Şehitlerin İzinde” eseriyle okurla buluşuyor.
2003 yılında Erzurum'da yaktığı ateşle, o güne kadar unutulmuş, görmezden gelinmiş, Sarıkamış Harekatı Şehitleri'ni tüm Türkiye'nin, hatta dünyanın duymasını sağlayan, Avukat Necati Bölükbaşı, ömrünün 20 yılını vakfettiği Allahuekber Şehitleri için ikinci kitabını yayınladı. “Tarihin Arka Yüzündeki Sarıkamış Harekatı” kitabının ardından, bu kez anıların yer aldığı “Erzurum’dan Sarıkamış’a Şehitlerin İzinde” eseriyle okurla buluşuyor.
İçeriğinde Bingür Sönmez, Durkaya Ören, Dursun Şen, Hayri Kıvrıkoğlu, Koptagel İlgün, Özhan Eren, Sinan Özçaylak gibi 229 ismin anı, duygu ve düşüncelerinin yer aldığı, içinde çok sayıda özel fotoğrafın da yer aldığı “Erzurum’dan Sarıkamış’a Şehitlerin İzinde” kitabı önemli bir hatırat olma özelliği taşıyor.
Kitaptaki yazısında Avukat Necati Bölükbaşı, “ İşe, vefa borcumuzu ödeme amaçlı başladık, ama onlara (Allahüekber Şehitleri) olan borcun ödeyemeyeceğini katılımcılar da anlamıştır herhalde.
5 Temmuz 2003 yılında yaptığım konuşmamda son cümleyi, ‘Sizler için anıtlar yapmak, destanlar yazıp, belgeseller hazırlamak… Bir yazarın ifadesiyle; heykeltıraş olup, şehirlerin büyük meydanlarına, dağlardan, hür dolaştığın dağlardan Kaya’lar, senin karakterin gibi sağlam Kaya’lar getirip, onlardan; senin yavuklunun, annenin, babanın, çocuğunun ve komşunun heykellerini yapıp, öyle sarmaş dolaş yan yana koymak… Önümüzün tıkanarak, milletimizin kıskaca alınmak istendiği bu asırda, şu küçük dünyayı hayrete düşürecek boyutta ve insanlığı imrendirecek mahiyette, çıkış yolları arayıp, bulup her konuda en ön saflarda yer almak, böylece hatıralarınıza birşeyler yapabilmek’ şeklinde kurmuştum.
ZOR OLAN BİR BAŞKA ŞEYMİŞ
Geçen zaman içinde anıtlar yapıldı, yüzlerce yayın gerçekleşti, heykeller dikildi, şimdi müzeler inşa ediliyor. Bunlar meğer çok kolaymış. Zor ve önemli olan; o en ön saflarda yer almak va ya… Ülkemin en ön saflarında yer alması… İşte o zaman hatıralarına birşeyler yapılmış olunacaktır.
Konu bugün bir yerlere gelmiş ise, yürekleri aynı duygu ile çarpan tüm destekçi ve katılımcıların eseri olmuş, sonuçta devlet ricali, bir hilal uğruna Allahuekber Dağları’nda batan güneşin farkına varmıştır.
Böylece tarihin arka yüzü aralanmış oldu.
Farklılıkları; dönem dönem kutuplaşmaya, hatta kavgaya dönüştürülmüş olan bu toplumun birçok üzücü olayına tanık olmuş bir ferdi olarak; umarım bu anma törenleri ilanihaye devam eder, umarım yeni yeni dostluklara ve kardeşliklere vesile olur.”