Son günlerde özellikle siyasi partilerin yaklaşan yerel seçimlerde birbirleri ile yaptıkları ittifaklar sonrasında bu Lidere Sadakat söylemi dilden dile dolaşıyor.
Gelin önce kavramları netleştirelim;
LİDER kime denir; En basit ifadeyle Lider, etrafındaki insanları, belirli amaçlar doğrultusunda toplayabilen, bu amaçlar için onları etkileme, harekete geçirme yetenek ve bilgilerine sahip kişidir. Bu açıklamadan da anlaşılabileceği gibi liderliğin esasını, başkalarını etkileyebilme ve onların davranışlarını yönlendirerek, hedeflenen amaca yöneltmek oluşmaktadır.
Siyasi Partilerde liderlik nedir dediğimizde de, Ülkeyi yönetmek amacı ile kurulan siyasi partilerin en üst düzeydeki yöneticilerine lider diyoruz. Yukardaki tanımı uyarladığımızda Siyasi Parti Lideri nedir;Ülkeyi yönetme amacıyla, belirli bir siyasi fikir etrafında toplanan insanların, bu amaca ulaşabilmeleri noktasında onların davranışlarını yönlendiren kişilerdir.
Hadi birde liderlik için söylenen özlü sözlere bakalım;
İnsanlara lider olacak fıtratların, fıtri bir şecaat ve cesarete sahip olmaları gerekir. Cesur olmayan lider olamaz. Lider, gözü kara,yüreği de pek olmalıdır.
Lider; elindeki gücü kullanabilme kapasitesine bağlı olarak, çevresini etkileyen kişidir.
SADAKAT nedir?; Yine en basit ifadeyle sadakat için; herhangi bir kişiye, bir oluşuma, davaya, içten ve samimi bağlılık diyebiliriz.
Siyasette Sadakat dediğinizde de; Bana göre liderden çok mensubu bulunduğunuz davaya sadakat önce gelir. Ardından şayet lideriniz bu davaya sadıksa lidere de sadakat şarttır. Lider de dava mensuplarına sadık olmalıdır.
DAVA nedir?: Dava, değer ve inanç manzumesidir. Siyasi anlamda Dava, İnsanın ve insanlığın kurtuluşuna vesile olacak yegâne yol,inanılan fikri, ideali ülke yönetiminde hakim kılma çabasıdır.
Tanımlardan sonra asıl meseleye geçebiliriz. Yazının başlığından da anlaşılacağı üzere, amacım insanların liderlerine mi davalarına mı sadık olması gerektiğini tartışmak.
Günümüz siyasetine baktığımızda Dava anlamında birbirinden son derece uzak olan siyasi partiler, sırf seçim kazanma adına ideallerinden vazgeçerek, tavizler vererek ittifak edebiliyorlar. Dün seni yüce divanda yargılatacağım diyen Lider, Bu gün Sen Türkiye için büyük bir şanssındiyebiliyor.
Ben Mustafa Kemalin kurduğu partiyim, Onun idealleri doğrultusunda siyaset yapıyorum, diyen Lider, Türkiyenin yakın tarihinde başına bela olmuş, terör örgütünün siyasi uzantısıyla birlikte hareket edebiliyor.
Maksat güya seçim kazanmak yada Beka meselesi
Ülkenin, şehrin, ilçenin kaderi Liderlerin, iki dudağının arasında. Lider ne derse o oluyor. Seçmenine inanmadığın bir davaya oy vereceksin diyen, ideallerinden taviz veren Lidere sadakat ne kadar doğru? Peki gerçekten davalarına inanmış insanlar bu tutarsızlık karşısında Liderine sadakatini sürdürmeli mi?
Davasından taviz veren Lidere sadakat davaya ihanet değil midir?
Türkiye siyasi hayatının son 30 yılında sırtı yerden kalkmayan siyasi partilerin başındaki Liderler, neden öz eleştiri yapmazlar? Liderlere kutsiyet atfetmek ve yaptığı her icraata kayıtsız şartsız doğru demek, aklı selim bir hareket midir?
Unutmayın Hasan Sabbah da Haşhaşilerin Lideriydi.