SPORDüzenleme Tarihi : 02 Kasım 2020 09:19Haber Girişi : 02 Kasım 2020 09:22

Kendini ve takımı daha fazla yakma hocam!

Kendini ve takımı daha fazla yakma hocam!

B.B. Erzurumspor'un milli maç arası sonrasında lige geri dönüşü adeta kabus oldu... 

Oysa Rizespor maçı sonrasında başlayan arayı Trabzonspor ile oynadığımız ve mükemmele yakın bir görüntü sergilediğimiz hazırlık maçıyla geçirmiş, forvete Ricardo Gomes'i monte ederek, çok büyük bir sorunu da çözmüştük...

Koşan, mücadele eden, savaşan takımımız Galatasaray maçı öncesinde hepimizin favorisiydi... 

Zira artık gol sorununu da çözmüştük... 

Ama tablo hiç de bizim düşündüğümüz gibi olmadı...

Evet artık bir golcümüz vardı ama o savaşan, koşan, mücadele eden takımımız maalesef yoktu!!!

Yürüyen, rakibe sahanın tamamında -ki buna cezaalanımız bile dahil- rahat oynama imkanı tanıyan, yenilgiye dünden razı olmuş bir takım bulduk karşımızda...

Hadi "bu bir iş kazası oldu, bir daha olmaz" dedik, takımımıza güvenimizi ortaya koyduk...

Fatih Karagümrük maçında şokun en büyüğüyle karşılaştık... 

Bir takım kötü futbol oynayabilir ama kötü mücadele edemez... 

Üzülerek söylüyorum ki B.B. Erzurumsporlu oyuncular da öyle bir hava var ki, sahaya yenilmek için çıkıyorlar gibi... 

Galatasaray'dan sonra Karagümrük maçında da kalecisinden, sonradan oyuna giren oyuncusuna kadar kazanmak isteyen, isyan eden tek bir oyuncu yoktu...

Sadece Ricardo Gomes'in gol bulmak için bir iştahı vardı o kadar!

Futboldan fazla anlamadığını peşinen söylese de sevgili Sinan Özçaylak'ın o enfes yazısına katılmamak, "Bana Erzurumspor'umu geri verin" diye haykırmamak elde değil...

Sahi Mehmet hocam, "nerede benim Erzurumspor'um?"

Milli maç arasında ne yaptınız da bu takım dibe vurdu?

Oyuncularla aranızda bir uçurum mu oluştu?

Karşılık mı bir güven kaybı mı var?

Yoksa para problemi mi?

Sakın son sorudan başlamayın, zira son maçı Karagümrük'ün 10 bin, sizin de 30 bin TL pirimle oynadığınızı herkes biliyor...

10 bin TL'ye oynayanların, 30 bin TL'ye oynayanlardan daha çok istekli olduğunu gördükten sonra mevzunun pirim olmadığı net anlaşılıyor...

Bana soracak olursanız, sorun bizzat Mehmet Özdilek ve oyuncular arasında...

Öyle sanıyorum ki, oyuncular Mehmet Hoca'nın adaletine artık inanmıyor... 

Şahsen ben de inanmıyorum...

Kötü oynayan her oyuncuyu haklı bir şekilde kenara alan Mehmet Hoca'nın, sezon başından beri rezileri oynayan Obertan'a sürekli forma vermesine takım arkadaşları nasıl sağda-solda eleştiriyorsa, açıkçası ben de eleştiriyorum ve soruyorum:

Mina'yı haklı bir şekilde 30'da oyundan alan Mehmet Hocam, tel tel dökülen Obertan'a neden dokunamıyorsun?

Açık söyleyeyim hocam, Obertan aşkın senin sonunu hazırlıyor farkında değilsin...

Zira Obertan hem kendisini, hem seni hem de takımı yavaş yavaş eritiyor...

Gelelim Mehmet Hoca'nın oyun anlayışına...

Erzurumspor'u tanıyan 10 yaşındaki çocuğa sorsan, takımımızın en zayıf noktasının savunması olduğunu sana söyler hocam...

Kalecinin ayaklarının da kötü olduğun, mümkün olduğunca Farnolle'e geri pas atılmaması gerektiğini de söyler..

Peki hocam, sen ne yapıyorsun?

1- Oyunu en zayıf olduğumuz yerde, yani savunmada kabulleniyorsun.

2- Sürekli geri paslarla Farnolle'u oyuna dahil ediyorsun. 

Peki hocam ne olyor bu 2 yanlışla... 

Önde basan her takım, savunmamızı perişan ediyor. Ayakları feci derecede kötü olan Farnolle'un uzaklaştırmaya çalıştığı her top rakibe pas oluyor. Ve bu durum maç boyunca devam ediyor... 

Demem o ki hocam, takımlar genelde hep güçlü yönlerini kullanır, sen ise zayıf karnınla oynuyorsun... 

Oysa kazandığımız 7 puanı, bu takım en güçlü yanıyla, yani hücum hattının önde yaptığı baskıyla elde etmedi mi?

Bunun cevabının evet olduğunu en iyi sen bilirken, savunmada oyunu kabul etmek, rakbe "gel gel" yapmanın mantığı ne hocam? 

Peki hocam sana bir soru daha:

Ricardo Gomes'e tam da istediği gibi yerden ara paslarını kadronun tamamında verebilecek bir tane oyuncu söyler misin?

Düşünüyorsun değil mi?

Fazla düşünme hocam, hemen kulübede beraber maç izlediğin Sissokko'ya bir bak istersen!!!

Yanında oturan Sissokko'nun değil, sahada Ricardo'yu besleyen Sissokko'nun sana da takıma da faydası olduğunu artık gör, anla ve kabul et hocam!

Gel inadından, kaprisinden vazgeç ve hatandan geri dön!!!

Kendini ve takımı daha fazla yakma!

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.