Yargıtay, AYM’nin Can Atalay hakkında verdiği ihlal kararına uyulmamasına hükmetti, Türkiye tarihinde bir ilke imza atarak karara imza atan üyeler hakkında suç duyurusunda bulundu. Ünlü hukukçu Çarı Arısoy kararı yorumladı.
"Kanunlar netliğini yitirmeye başladığında yargıçların yorumları dizginleri ele almaya başlar." diyen Avukat Yakup Çağrı Arısoy şunları söyledi; " Yorumlar bazen öyle bir noktaya gelir ki kanunlar, hukuk ve gerçek unutulur. Yorumun, yasaların önüne geçmesi ile jüristokrasi başlamış olur ve demokrasi son bulur.
Bireysel başvuru hakkı ile hukuk sisteminde temel hak ve özgürlükler korunmak istenmiştir. Bireysel başvuru hakkı objektif olarak anayasa ile kurulan hukuk düzeninin korunmasını amaçlarken, subjektif olarak temel hak ve özgürlüklerin korunmasını ve devamını amaçlar. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru hakkı kapsamında incelediği dosyada herhangi bir hukuk normunun somut olaya hatalı uygulandığı gerekçesiyle karar verme hakkına ve yetkisine sahiptir. 2023/53898 başvuru numaralı Şerafettin Can Atalay kararında da bu yetkisini kullanmıştır.
Bütün mahkemelerin kararlarına karşı herkesin eleştiri hakkı vardır. Kararı eleştirmekle birlikte Anayasada ve kanunlarda belirtilen esaslar uyarınca kararın uygulanması gerekir. Örneğin bir iş mahkemesinde görülen davada işveren çalışanına tazminat ödemek istemeyebilir. Ama karara uymak zorundadır. Aksi bir bakışta her mahkeme kendi içtihadını yaratmaya kalkar ve artık herkes kendi hakkını kendisi korumak zorunda kalır.
Şerafettin Can Atalay hakkında verilen kararda Anayasa'nın 14. maddesinin, belirli ve öngörülebilir olmadığını (Gergerlioğlu kararına atıfla) yine 13. madde de belirtildiği üzere sınırlamanın ancak kanunla yapılabileceğini belirtmiştir. Bu takdir hakkı Anayasa Mahkemesi'ne aittir. Kararın hatalı olduğunu düşünebilirsiniz ancak uymak zorunluluğu vardır. Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü'nün 79. maddesinin 1. fıkrasının c bendi uyarınca Anayasa Mahkemesi yeniden yargılama kararı verdiğinde, ilgili mahkemenin (İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi) yeniden yargılama yapması gerekecektir. Bireysel başvuruya konu kararda belirtilen ihlalin sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik yargılama yapılması gerekir. Yeniden yargılama yapılmasını, yargılamanın yenilenmesi kavramı ile karıştırmamak gerekir. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun uyarınca ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenleri Anayasa Mahkemesi kararında gösterir.
Örneğin soruşturma aşamasında bir hak ihlali tespit ederek kararın bir örneğinin yeniden soruşturma için ilgili Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesine karar verildiğinde ilgili savcılık yetkili olacaktır. Anayasa mahkemesinin kararına uymak zorundadır. Anayasa Mahkemesi'nin Şerafettin Can Atalay (B. No: 2021/9387) kararında 117. paragrafta başvuran hakkında, yeniden yargılama işlemlerine başlanılması, infazın durdurulması ve infaz kurumundan tahliye edilmesi ile hükümlü statüsünün sona erdirilmesi ve yeniden başlanan yargılamada durma kararı verilmesi yönünde karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi kararında ihlalin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından giderilmesi yönünde karar verdiği için İstanbul 13. Ağır ceza Mahkemesi'nin bu karara uymaması kanuna aykırıdır. Aynı şekilde Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin de bu kararla birlikte inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Unutulmamalıdır ki hakimler kanuna uygun olarak karar vermedikleri takdirde ve kendisine takdir hakkı tanınmayan konularda, hukuki ve cezai sorumluluğa maruz kalabilecektir.
Anayasanın 153. maddesinin 6. fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesi'nin kararları yasama yürütme ve yargı organlarını idare makamlarını gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Bu tespit 6216 sayılı Kanunda 'da ifade edilmiştir. Mahkeme kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını ayrıca idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı belirtilmiştir.