Düşünürken hangi birini yazayım diye birden kendini hiç görmediğin ya da görmek istemeyeceğin bir atmosferde bulursun.
Düşünürken hangi birini yazayım diye birden kendini hiç görmediğin ya da görmek istemeyeceğin bir atmosferde bulursun. Tam da böyle bir atmosferi soluduktan sonra yazmaya karar verdim.
Kalem ustalık işidir, ustalık ne kadar emek ve tecrübe işi olsa da, Allah yetenek mahrumu etmesin. Herkes yazabilir. Herkes ben yazarım diye havalara girebilir. Ben şurada burada, şu kadar sene yazdım diyebilir. Veyahut şu kadar üniversite okudum da diyebilir. Okul görmemişlerin üniversite mezunlarına doktora tezi yazdığını da biliriz. Kısaca okul okumak ya da alaylı olmak usta yapar ama üstat yapamaz diyoruz.
Biri kalkar birine bir laf atar bir diğeri dayanamaz ona bir laf atar. Derken olaylar şahsileşir ve olmayacak hakaretler ayyuka çıkar. Seviyesizliğin bile bir seviyesinin olduğunu fark etmeyen şahıslar, şahsi hesapları ile okuyucuya yaptıkları şahsiyetsizliği, saygısızlığı görmek bile istemezler. Mesleği toplumu bilgilendirmek olan sözüm ona kalemler birbirlerine saldırırken ben daha iyi söverim dercesine yarış ederler. Ve buna utanmadan sıkılmadan özel hayatlarını bile alet ederler.
Siz değerli okurlara şunu arz etmek isterim. Bu şahısları okumayın. İdeolojik kaygıları ile maddi menfaatleri karışmış bu zihniyet, gündem oluşturma haddine de lüksüne de sahip değiller.
Bu söylemlerinizden sıkıldık bu ağızdan sıkıldık. Kalemini kır ama satma ilkesini, kalemini sat ama kırma diye algılayan basit kalemler, klavye delikanlısı modundan çıkın ve az da olsa halkımızın sıkıntılarına zaman ayırın. Rızkı veren Allah. O boğazı delen onu doyurmaya garanti vermiştir.
Bana cevap yazabilirsiniz ama seviyenize asla inmem. Benim seviyeme çıkmak için çaba gösterecek olursanız yardımcı olmak için sizden çok çaba sarf edeceğim. Ama artık kimseyi aldatmanıza kimseyi harcamanıza, fişlemenize asla müsaade etmeyeceğim.
Bilgiyle kalın...