1992 yılında kurulan, Türk dil ailesine ait dilleri konuşan, Türk nüfusuna sahip ülkeler ve topluluklar arası bir kültür örgütü olan Türk Kültür ve Sanatları Ortak Yönetimi ( TÜRKSOY) 2012 yılından bu yana Türk Dünyası Kültür Başkentlerini seçiyor. 2013 yılında Eskişehir ve 2018 yılında Kastamonu Türkiye'den başkent seçilen iller oldular.
Peki Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilince ne oluyor?
Seçilen ile nasıl bir katma değer sağlıyor?
Bu soruların aklınıza geldiğini düşünüyorum. Hemen söyleyeyim; Kültür Başkenti olmak kültürel anlamda olduğu kadar Kültür turizmi anlamında da ciddi kazanımlar sağlıyor. Örneğin 2013 yılında Başkent seçilen Eskişehir'de 400 den fazla etkinlik ve 350'den fazla proje gerçekleştirilmiş. 20 ülkeden yaklaşık 100 bin kişi farklı dönemlerde konaklama yapmış ve 300 bin kişiden fazlası da günü birlik olarak şehri ziyaret etmiş. Şehirdeki oteller bu dönemde yüzde 90 doluluk oranına ulaşmış. Ayrıca Türk dünyasından sanayici ve iş adamları da bu etkinliklere katılmış, şehir bu vesile ile tüm dünyaya tanıtılmış.
Bu gün geldiğimiz noktada rekabetin hat safhada olduğu dönemde, şehirler, yatırımcıyı çekmek, ekonomisini güçlendirmek ve diğer şehirlerin arasında öne çıkabilmek için birer destinasyona dönüşmek, farklı olmak zorunda. Bu gün bir çok il kendilerine özgün kimlik oluşturma ve farklı çekiciliklerini ön plana çıkararak, turistik ürün olmaya çalışıyor.
Erzurum'da bunlar zaten var. Erzurum'un Palandöken gibi bir marka değeri, Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalma bir çok tarihi yapısıyla elinde adeta bir açık hava müzesi var.
Şehrin potansiyellerinin tanıtımı anlamında Türk Dünyası Kültür Başkenti konsepti çok önemli.Erzurum Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilirse, bu etkinlik şehrin ekonomik hayatına canlılık getirmesinin yanında, kültürel değerlerinin yaşatılması ve Türk dünyasındaki tanınırlığını artırması noktasında ciddi katkılar sağlayacak.
Başkent seçilmeyi nasıl başarabiliriz?
TÜRKSOY, konseyi, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın üye olduğu ve gözlemci ülke olarak Tataristan, Başkurdistan, Gagavuzya ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu bir oluşum. Daimi konsey toplanıp aday iller arasında bir değerlendirme yaparak seçim yapıyor.
2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti olmaya Erzurum aday olabilmek adına bu günden çaba sarf etmeli. Şehrin tüm paydaşları bu günden bir araya gelerek bir komisyon oluşturmalı. Siyasiler, Belediye Başkanları, Rektörler, Sivil Toplum Örgütü başkanlarından müteşekkil bir komisyon oluşturulmalı. Atatürk Üniversitesi bu günden Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Merkezi kurmalı, Rektör Hocanın bunu hemen gerçekleştireceğinden kuşkum yok. Sivil Toplum Örgütleri şehrin kültürel potansiyellerini ve turizm altyapısıyla ilgili dosyalar hazırlamalı. Kültür Müdürlüğü yapılacak etkinliklerle ilgili bir sunum hazırlamalı. konuyla ilgili çalıştaylar düzenlenmeli. Siyasiler konuyu Kültür Bakanlığında takip etmeli, her platformda gündeme getirmeli.
Bakın bizler bir fırsatı kaçırdık. Buna bizzat ben şahidim.
Hatırlarsınız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanken 2009 yılında Davos'ta katıldığı ekonomik forumunda, yaptığı çıkış hepinizin hatırındadır. Bu çıkışı sonrası Erdoğan " Bir daha bu Davos'a gelmem" demişti. Tamda bu dönemde Erzurum ziyareti gerçekleştiren dönemin Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Erzurum'a gelmiş bir dizi temaslarda bulunmuştu. Erzurum'da yaptığı basın toplantısında ben söz aldım ve Davos'ta yaşananları hatırlatarak, Erzurum'un coğrafi yapı ve iklim açısından Davos'a benzerliğini ifade ederek, "Davos'ta gerçekleşen Ekonomik foruma alternatif Erzurum'da Türk Dünyası Ekonomi Forumu düzenlenebilir, bu konuda bakanlık olarak bir çalışma yapar mısınız?" demiştim. Kendisi bu teklifi önemsemiş, "Siz şehir olarak böyle bir çalışma yapıp, bir sivil toplum örgütü üzerinden projeyi bize ulaştırırsanız, her türlü desteği veririz. Son derece önemli bir proje" demişti. Bakan gitti ben bir gazeteci olarak, konuyu günlerce gündemde tutmuş, sivil toplum örgütlerini harekete geçirmeye çalışmıştım, ancak nafile hiç kimse meseleye sahiplenmemişti.
Şimdi Erzurum'un Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmemesi için hiç bir olumsuzluk yok. Yeter ki hep birlikte meseleye sahip çıkalım. Şehrin bütün paydaşları taşın altına elini koysun. Bunu başarabilirsek inanın bana, Erzurum çok başka bir çehreye bürünecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın...