Geçtiğimiz gün TGRT ekranlarında yayınlanan programa katılan Erzurumlu Hukukçu Avukat Ebubekir Elmalı, " Bahçeli'nin açıklamaları 'Kürt Sosyolojisini kim temsil ediyor?' sorusunu tartışmaya açtı" dedi.
Yaptığı yerinde tespitlerle dikkatleri üzerine çeken bir isim olan tanınmış hukuk insanı Avukat Ebubekir Elmalı, gündemle ilgili değerlendirmelerini TGRT ekranlarında yayınlanan programda yaptı.
Yine manşetlik açıklamalarda bulunan Elmalı, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını önemli bulduğunu belirterek, " Bu açıklama ile 'Türkiye'de Kürt sosyolojisini kim temsil ediyor?' tartışması başladı. Bu son derece önemli bir tartışmadır." dedi,
Elmalı şunları söyledi; " Bu ülke başarısız geçen bir çözüm süreci yaşadı. Netice itibariyle başarısız geçen ,Aslında kazanımları bakımından benim başarılı bulduğum bir çözüm süreci. O dönemde de Kürt sosyolojisini kim temsil ediyor tartışmaları yaşandı, yani İmralı mı temsil ediyor yoksa Kandil mi temsil ediyor, ya da o günkü HDP sonra YSP şimdi DEM olan siyasal ayak mı? Kürt sosyolojisinin vekaleti kimde ? Dolayısıyla biz masaya kiminle oturacağız ve oturduğumuz kişinin böyle bir yetkisi gerçekten var mı? Buradan baktığımız zaman Sayın Devlet Bahçeli İmranlı'da olmadığını ispatlamak açısından, aynı zamanda bu işin temsil yetkisinin Kandil'de de olmadığını ispatlamak açısından böyle bir çıkış yaptı ve 'hodri meydan' dedi. Yani buyurun 'Lider' dediğimiz, sürekli meclislerde 'Sayın' dediğiniz için kavga ettiğimiz bu adamı getirin bakalım bu terörü durdurabiliyor mu, sorunu çözebiliyor mu ? dedi.
Tabii ki çözemeyecek. Çünkü Sayın Bahçeli bir şart öne sürmüyor; şartsız ve koşulsuz silah bırakacak, biz de tecriti kaldıracağız. Ben şartsız ve koşulsuz bir silah bırakmanın bugünki terör örgütünün ajandasında olduğunu düşünmüyor."
Bahçeli'nin açıklamalarının siyaset stratejisi bakımından muazzam bir okuma olarak değerlendiren Elmalı, " Sayın Bahçeli muazzam bir siyasi hamle yaptı. Hem iç siyaset anlamında hem dış siyaset anlamında. Özellikle muhafazakar kürt sosyolojisi artık özellikle MHP'nin ittifaka dahil edilmesinden sonra hızlıca AK Parti'den uzaklaşıyordu. Her geçen seçimde de bunu çok net bir biçimde gördük. Bugün bir Kürt sorunu varsa bunu çözelim diyen kişinin Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı olması çok önemli bir siyasi hamledir. Kime karşı siyasi hamledir; son seçimde büyükşehir belediyelerine başkan olan insanlar için çok büyük bir siyasi hamledir, CHP, MHP'nin Cumhur ittifakında yer almasından faydalanarak Kürt seçmenden devşirdiği oylarla ciddi bir netice aldı.
Yani bugün Kürt sosyolojisinin CHP ile aynı yolda yürümesi İnanılır gibi değil. MHP'den daha ilginç olanı, geçmişe baktığımız zaman, yaşananlara baktığımız zaman Kürt sosyolojisinin CHP ile aynı yolda yürümesi siyasetten de sosyolojik olarak da aslında mümkün değil. Aslında suna hayret etmeniz gerekiyor.
Dolayısıyla bu hamleyle beraber kartlar iç siyaset bakımından yeniden karılıyor. Muhafazakar Kürt seçmen , bu saatten sonra Sayın Cumhurbaşkanına mı güvenecek yoksa, Sayın Özgür Özel ve diğerlerine mi güvenecek? Bana sorarsanız, tabii ki referanslı olan lidere daha fazla güvenecek. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanının bu konuda referansı var. Kürt halkına inanılmaz derecede haklarını iade eden bir Cumhurbaşkanından bahsediyoruz sonuç itibariyle. Bu ülkede Kürtçe şarkı bile dinlemek yasakken, şimdi TRT büynesinde Kürtçe yayın yapan bir televizyon var." dedi.
Bu açıklamanın dış siyaset anlamında da değerli olduğunu belirten Avukat Ebubekir Elmalı, " Bundan 3-4 gün önce de Irak Türk Bölgesel Yönetiminin Başkanı Neçirvan Barzani'yi, Sayın Cumhurbaşkanını kabul etti ve orada da fikir alışverişlerinde bulundular. Gerçekten özellikle Suriye, Kuzey Irak bölgesinde haritalar yeniden çizilmeye başlanıyor. Dolayısıyla burada biz Kürt halkı ile Kürt seçmeniyle kendi ülkemizde yaşayan bizimle birlikte bu ülkenin sahibi olan Kürt sosyolojisi ile kavgalı olmamız bizim için bir kan kaybı anlamına gelir. Safları sıklaştırıyoruz ki şeytan araya girmesin. Bundan önce safları ayrıştırdıkça hep şeytanlar girdi. Bahçeli'nin bu çağrısı şeytan girmesin diye saflarız sıklaştırma çağrısıdır." dedi.