Erzurum’un en önemli değerlerinden biri olan Atatürk Üniversitesi, emin adımlarla hedefine yürümeye devam ediyor.
Erzurum’un en önemli değerlerinden biri olan Atatürk Üniversitesi, emin adımlarla hedefine yürümeye devam ediyor. 2016 yılında Atatürk Üniversitesi’ne Rektör olarak atanan Prof. Dr. Ömer Çomaklı, göreve geldiği günden bu güne Üniversitenin marka değerini artırarak, Yeni Nesil Üniversite projesiyle bir çok üniversiteye örnek olmayı başardı.
Üniversitelerin kuşkusuz en önemli misyonu, bilim üretmek, bilimsel araştırmalar yapmak, eğitim ve öğretimdir . Rektör Ömer Çomaklı ile birlikte bu misyona bir yenisi daha eklendi. Üniversitenin bulunduğu şehre, maksimum düzeyde katkı sağlaması. Üretilen bilimin toplum yararına kullanılması. Bunu başardı Hoca. Şehirdeki tüm paydaşlarla bir araya geldi, Atatürk Üniversitesi’nden beklentilerini dinledi. Bunların bir çoğunu ivedilikle karşıladı. Şehirden kopuk olan, kampüsü içerisinde faaliyetlerini yürüten Atatürk Üniversitesi ile Erzurum’u Erzurumluyu buluşturdu.
Bakın bu gün göğsümüzü gere gere ifade ediyoruz ki Atatürk Üniversitesi Türkiye’nin en çok tercih edilen üniversiteleri arasında yer alıyor.
Hoca göreve gelmeden önce, bir çok bölüm öğrenci olmaması nedeniyle kapanma noktasına gelmişti. Bu gün gelinen noktada ise neredeyse fakülte kontenjanlarının tamamı dolmuş durumda. Lisans, lisans üstü ve özel yetenek programlarına yapılan yerleştirmelerle birlikte yüzde 90 bulan bir kayıt oranına sahip.
İnsan kelimesinin kökü nisyandan gelir. Nisyan unutma demektir. Nys, ins, İnsan… İnsan unutan varlık demektir. “ Hafıza i beşer nisyan ile maluldür.” Yani insan hafızasının en önemli eksikliği unutkanlığıdır. Unuttuk sanıyorum; 2016 yılı öncesi Atatürk Üniversitesini, bir hatırlayalım.
Cemaatlerin arka bahçesi haline gelmiş, bu cemaatlere müntesip Hocaların kadrolaşmasına izin verilmiş, öğrencilere not verirken bile cemaatle bağlarının kriter alındığı bir yapıya sahipti.
Liyakate bakılmaksızın, Üniversite yönetimindeki isimlerin akrabalarının oğlunun, gelininin, damadının, yeğeninin üniversiteye alındığı , köpeksiz köyde değneksiz gezenlerin doldurduğu bir yerdi.
Emin olun abartmıyorum. FETÖ’cülere kapılarının sonuna kadar açık olduğu, imkanların fütursuzca kullandırıldığı, şehirden kopuk bir yerdi Atatürk Üniversitesi.
İşte tam da böyle bir ortamda Rektör olarak atandı Ömer Çomaklı. İşi gerçekten zordu. Yıllarca ustalıkla örülmüş ağları bir bir temizledi. Kimsenin gözünün yaşına bakmadı. Rektör Hoca öyle bir duruş sergiledi ki çok kısa bir sürede Üniversiteyi bu hain yapılanmanın arka bahçesi olmaktan kurtardı. Üniversitemizi yeniden bilim yuvası haline getirdi.
Hocanın bu duruşu vatanını milletini seven herkesi mutlu ettiği gibi, şer odaklarını da kuşkusuz rahatsız etti. Şimdi birileri suyu bulandırarak yapılanların görmezden gelinmesi için beyhude bir çaba içerisinde. Rektör Hocayı siyasette kendilerine potansiyel rakip olarak görenler, nasıl ederiz de kendisini yıpratırız diye düğmeye bastı. Bir bardak bile olmayan suda fırtına koparmak için harekete geçti.
Herkes bilsin ki Atatürk Üniversitesi var olduğu müddetçe Prof. Dr. Ömer Çomaklı’nın Rektörlük dönemi hep hatırlanacak. Vatanını, milletini, devletini, yaşadığı şehri seven herkes Hocanın yaptıklarını minnetle anlatacak. Daha önce de yazmıştım, yel kayadan ne götürür diye… Beyler elinizdeki o çamur, bu güneşi kapatmaz bilin isterim…