Birileri daire kaybetmiş olacak ki, sağa sola kime daire verdin diye naralar atıyorlar. Konunun özünü hepimiz biliyoruz. Aslında daire alandan ziyade daireyi kaybedeni araştırmak lazım...
Bu insanları anlamak zor değil. Tek amaçları vardır kolay para. Düşünmezler bu parayı kazanan ne zorluklar çekti ne badireler atlattı. Kul hakkını günah olarak görmezler bile. Umurlarında olan tek şey o an ne kazanacaklarıdır.
Yurttaşın menfaatini gözeterek yazacaklarını asla düşünmeyin. Çünkü umurlarında değil. Varsa yoksa şahsi çıkar ve menfaatleri...
Üç kuruşu giden biri var. Baba nasihatıdır bana, “Neyi kazandığın değil, nasıl kazandığındır önemli olan oğlum.” derdi, ömrü uzun olsun. O yüzden emeğim olmayan bir şeye tenezzül etmedim. Nasıl kazandın diye de sormadı hiç. Biliyordu çünkü alın terimi. Şimdi nasıl kazandın diye soracağım biri var. Sahi nasıl kazandın?
İnsan oğlu gariptir. Kolay bir şekilde kazandığı herşeyi yine çok kolay bir şekilde kaybeder. Aynı sebepler hep aynı sonuçlara çıkar. Bunu bile bile yine devam eder. Akıllan adam akıllan. Bak ömür geçiyor, bak kolay kazandıkların eridi bitti.
Bu şehirde kimseye yedirecek bir değerimiz yok. Bunu anlamakta zorluk çekenlere son kez buradan cevap veriyorum, elbet bizim de heybemiz doludur. Bir tane iş adamı, bir tane siyasetçi, bir tane fikir adamı, bir tane sanatçı, bir tane bilim adamı bırakmadınız. Yeter doysun gözünüz! Hepsi giden bir daire uğruna mı?...