DEVA Partisi Erzurum İl Başkanı Vahit Bingöl, piyasalarda yaşanan dalgalanmaları değerlendirdi.
ERZURUMEKSPRES - Akaryakıt ve gıda fiyatlarına yapılan zamların artık katlanılmaz bir boyuta ulaştığını anlatan Bingöl, zamsız bir gün olmadığını, piyasadaki çalkantılar sebebiyle ürünlerde fiyatlandırma yapılamadığına dikkat çekti.
"Stokçuluk başladı. Herkes kafasına göre fiyat belirliyor. Denetim mekanizması kayboldu." diyen Bingöl, şunları söyledi: "Göstermelik denetimlerle fiyatları kontrol etmek mümkün değildir. Ellerinde ürün olmasına karşın bunu piyasaya sürmeyerek karaborsa oluşturan stokçuların engellenmesi gerekiyor. Garip olan ise iktidarında bundan şikayetçi olmasına karşın yeterli denetimi yapmamasıdır. Bu durum da oldukça manidardır.
Fiyat istikrarı kaybolmuş durumda. Yapılan zamlar boyumuzu aştı. Artık toplum olarak boğuluyoruz. Yetkililerin bir an önce bu fahiş fiyat artışlarını ciddi anlamda kontrol etmelerini bekliyoruz.
İktidar, halkın feryatlarına kulaklarını kapatmış bildiğini okuyor.
Erzurum'da 1 lira olan ekmek bugün 2,5 liradan satılıyor. 5 kilogram un 16 liradan 45-50 liraya yükselmiş. 19 lira olan şeker 40-45 liradan satılıyor. Pirinç 7 liradan 12-15 liraya; bulgur 4 liradan 8-10 liraya; çay 26 liradan 40-42 liraya; nohut 12 liradan 20-25 liraya; kuru fasulye 8 liradan 16-20 liraya; süt 4 liradan 12 liraya; kıyma 48 liradan 80-90 liraya; kırmızı et 65 liradan 110-120 liraya; bir koli yumurta 20 liradan 40-45 liraya; 32'li tuvalet kâğıdı 35 liradan 80-90 liraya yükselmiş durumda.
Zamlar, yüzde 150’yi aşmış vaziyette. Vatandaş en temel gıda ürünlerine ulaşamıyor. Bunun yanında enflasyon da almış başını gidiyor. Fiyatlar uçuyor. Halk, enflasyonun altında inim inim inliyor.
Esnafımız da perişan. İş yerleri bir bir kapanıyor. Bankalardan alınan krediler ödenemiyor. Haciz işlemleri arttı. Esnaf, aldığı ürünü, bir sonraki alışında aynı fiyata alamıyor.
Türk lirasının alım gücü düştükçe satışlar da azalıyor. 4 bin 253 lira olan asgari ücretin artık esamisi dahi okunmuyor. İnsanlar geçinmenin derdinde, 20 yıldır görevde olan iktidar bahaneler üretmenin derdinde.
Milletin vergileri, bankada yüksek mevduatı olan bir avuç insana faiz olarak ödeniyor. Emekçiler, o vergileri ödemek için haftada en az 45 saat çalışıyor. Ev kadınları alışverişte o KDV'yi, ÖTV'yi de ödeyecekleri için kendi mutfaklarından kısıyorlar. Küçük ve orta ölçekli işletmeler kendi yatırımlarından kesiyorlar.
Bir avuç mevduat sahibine garanti verilsin diye bütün yükün dar gelirlinin sırtında olmasına razı olamayız. İş başına geldiğimiz ilk gün bu devleti batırma kampanyasını bitireceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin Hazine'sini içine düşürüldüğü bu bataklıktan kurtaracağız. Bu milletin her bir ferdinin zenginleşmesini sağlayacağız.
Bu millet, hesap sormak için acilen sandığın önüne gelmesini beklemektedir. Seçim günü geldiğinde kimin az oy alacağını, kimin çok oy alacağını halk belirleyecektir. AK Parti, şu anda hazırlamış olduğu tuzağa kendisi düşecek, beklediği oyu hiçbir zaman alamayacak. Vatandaşın gündeminde artık iktidar düşmüştür. Halkımız yeni döneme; refaha, huzura, kalkınmaya hazırlanmaktadır.”