Hüseyin Üneş, Sosyal medyadan kendisi ile ilgili iddialar cevap verdi. Üneş, " Ben başkan olsaydım bu takım düşmezdi" dedi...
İşte Hüseyin Üneş'in o açıklamasından satır başları;
Ben görevi devraldığımda 60 milyon borçla devraldım. On gün içinde tahtayı açık, transfer yaptık. Ben Başkan oldum. Süper Lig’den düştük. Ben çıktım dedim ki benden iyi yapacak bir varsa gelsin, ben devredeyim. Kimse çıkmadı. Biz devam ettik, Birinci Lig kadrosunu hazırladık. Kadroyu hazırlarken de kimseye sormadım. Ne belediye Başkanına sordum, ne genel sekretere sordum, ve Erzurumspor’u Süper Lig’e çıkardık. Birileri tesadüf dedi, Allah’tan korkun, verdiğimiz emekler ortadadır. Türkiye Kupası’nda çeyrek final oynattık. Başkan Sekmen’i üzülerek izledim, böyle olmamalıydı. Ben neye üzüldüm biliyor musunuz, bir kez bize teşekkür edilmedi. Takımı küme düşüren arkadaşlara teşekkür edilirken, biz şampiyon yaptığımızda bir kere bize teşekkür edilmedi. Buna üzüldüm. Bu kadar başarı varken bir çok ulusal kanalda çıkıp konuşmuşken, görev süremde bir kez bile Kardelen Tv’ye çıkmadım. Neden biliyor musunuz? Davet edilmedim. Umurumda da değil ancak bilinsin istiyorum.
Biz iki sene boyunca Erzurumspor’u parayla ilgili hiç gündeme getirmedik. Bakın bizden önce futbolcular para almadıkları için idmana çıkmıyordu. Bizim dönemimizde para hiç gündeme gelmedi. Biz bunu yaptık. Çok zor şartlarda takımı şampiyonluğa taşıdık.
Takım Şampiyonluğa gidiyor, Altay maçı öncesi garip şeyler olmaya başladı. Bende bir dostumu aradım. Oda bana dedi ki, Erzurum’da başarısızlığı yönetirsin, ancak Başarıyı yönetmek çok zordur, dikkat et başarılı oluyorsun demişti. Sonra Şifo Mehmet’e birkaç kişi gidip diyor ki Hüseyin Üneş gitsin takım şampiyon olmuş olmamış çok önemli değil diyorlar. Gerilim bu şekilde başladı. İzmir’e final maçına gittik, yendik, uçakla geri dönerken yaşanan nahoş olaylar, isimlerini söylemek istemiyorum. Tabi başarı birilerini rahatsız etti. Başarı birilerini rahatsız etti. Başkanın etrafındaki bir ekip başkanı yanlış yönlendirdi. Belediyedeki arkadaşlar kulüpten sözleşmeleri çalıp incelediler. Hüseyin Üneş neye imza attı diye.
Başarısız diyemediler, hırsız diyemediler ne yaptılar; dediler ki transferleri birlikte yapacağız. Başkan Sekmen beni çağırdı bunu söyledi. Başkanın konutunda Zafer Aynalı, Yasin Deniz var. Başkan transferler ne durumda diye sordu. Ben de transferler kolay ancak isterseniz size kulübün durumunu anlatayım dedim. Kulübü nereden alıp nereye getirdiğimizi tek tek anlattım. Dinledi ve yine transferleri sordu. Ben de transferde bir tecrübemiz var, kendi ekonomik durumuz çerçevesinde biz transferleri yaparız dedim. Bana transferi buradaki arkadaşlarla beraber yap dedi. Yan yana oturup konuşmayacağım adamlar, ben anladım durumu, sayın başkanım dedim benim bir ay sonra çocuğum olacak, sağlık problemlerin var, siz bir başkan adayı bulun ben devredeyim, siz yeni bulduğunuz arkadaşlarla transferi yaparsınız dedim. Ben oradan ayrıldım Ömer Düzgün’ü aradım, dedim ki bak kulübü bir noktaya getirdim, gel sana devredeyim, bırakın beni gideyim dedim. Erzurumspor zarar görmesin, ben zarar görmeyeyim dedim.
Başkan çekindi, Ömer bey cesaret edemedi. Sonra Başkanla telefonda restleştik. Tabi o dönem süre kısa, transfer süresi, kimse sahip çıkmıyor, devredeyim diyorum, kimse çıkmıyor. Mecbur devam ettik. Sonra bir canlı yayın oldu ve bu durum kamuoyuna da taşınmış oldu. Sonrasında şu ismi alıyoruz, bunu transfer ediyoruz, demeye çalıştım, ilgisiz kaldı. Bakın Süper Lig’de ben Belediyeden 35 sent almadım. Kendi imkanlarımızla bu süreci yürüttük.
Transfer sürecinde federasyondan para gelmedi. Ben transfer için ayırdığım 500 bin Euro’yu, Şabala’ ya, kalanını da Lennart Thy’ ye geçmişe dönük ödemek zorunda kaldık. Ödemesek transfer yasağı alacaktık. Sonrasında kısıtlı imkanlarla transferleri yapmaya çalıştık. Bir çok önemli ismi getirmeye çalıştık, ancak ekonomik şartlar nedeniyle alamadık. Yine de kötü transferler yapmadığıma inanıyorum. Novikovas’ı almışız, Ricardo Gomes’i almışız. Bunlar kötü futbolcu mu Sadiku kötü futbolcu mu ama gelmiş, Erzurum’da olmamış tutmamış. Bir tek kaleci noktasında Farnolle noktasında pişmanlığım vardır.
Neticede bu gerilimler yüzünde 12 hafta da ben bıraktım. Bize o dönem üç kuruş olsun şoför mahalli olsun diyenler, Transferde geç kalıyorsunuz diyenler, çöpleri topladınız diyenler, devre arası kimleri almışlar? Hangisinden ne verim almışlar? Bakın devre arası üç tane iyi transferle bu takım ligde kalırdı. Takımın başında ben olsaydım bu takım düşmezdi. Acka’yı ben mi aldım? İbrahim Akdağ’ı gönderim Acka’yı alacaksın, sonra takımı sattıracaksın. Sadiku’yu gönderip yerine El Kabir’i getireceksin, 110 kilo, Darri’yi ben mi aldım. Bu adamlar kurtarıcı olarak geldi.
Neticede yaşananlar bunlar, bakın kimsenin aklına bir şey gelmesin. Ben yeniden başkan falan olmak istemiyorum. Evet kulübün 50 milyon borcu varmış, bu büyük bir borç değil. Ancak doğru yönetilirse büyük bir borç değil. Kırılma noktasındayız, Erzurumspor doğru yönetilmeli, aksi taktirde geçmişteki günlerine geri döner Allah muhafaza… Başkan tek olacak, bizim kültürümüzde eş başkanlık yok. Belediye Başkanı evet para veriyor, destekliyor eyvallah. Ancak sırf destek verdiğiniz adam başarılı oldu diye onunla ters düşemezsiniz. Bakın Erzurum taraftarı bilsin, Ankara’da Mansur Yavaş tek kalemde, Ankaragücü’nün transfer tahtası açılsın diye 30 milyon verdi. Yani herkes veriyor.