Hayatımda Olgun Gür kimdir, nedir bilmedim. Bir ortamda sohbeti geçmişti. İşlerini yapan bir firmanın sahibi, “Git bu ince elektrik kamera işlerini de sen al. Olgun Gür, tüm şantiyelerinde Erzurumlu çalıştırır. Ondan önce dışardan gelen firmalar bir tane Erzurumlu çalıştırmazdı.” diye anlatmıştı. Ha gittim mi iş versin diye? Tabi ki hayır!
Normalde bugün Sükût Kayıtlarını yazacaktım, her Perşembe köşem ona ayrılmış. Delikanlı bu hafta dinlensin ben de içimi dökeyim istedim.
İtibar suikastı son 19 yılın en büyük icadı. Öyle ki, artık insanlar ünlü ya da zengin olmaya bile korkar oldu. Birisi çıkıyor bir isnad da bulunuyor. Olayları araştırmayan, işi gücü kahve köşelerinde siyaset yapmak olan birileri de atlıyor balıklama.
Doğrudur; bizim bir tane zenginimiz olmasın. Erzurum geri gitsin, fabrikatör çıkmasın. Biri az biraz işe güce kendini verip parlayınca, tepesine binelim. Zaten dikkat ederseniz şehirde kim kalıp yatırım yapıyorsa hemen bir kulp bulup takıyorlar. Sonra kaybeden şehir ekonomisi. Tabi kimin umurunda.
Ben bilmem Olgun Gür falan. Bürokratik hataları görmezden gelip birini hedefe koyarsanız o zaman “Hayırdır?” diye sorarım. Bu adam aldığı her işi yapmış mı, yapmamış mı? Sırf milletin hakkı geçmesin diye milyonlarca lira zarar ettiği işleri de yazsanıza.
Sırf şu Dünya hevesiniz yüzünden kaç tane iş insanının başını yediniz.. Bu mudur gazetecilik? Sedat Peker diyeceksek iddialarda, onun bahsettiği gazeteciler ve metotları var. Bana anca onu hatırlatırsınız.
Memleketin tüm sorunu bitti kaldı Olgun Gür'ün inşaatları. Yemezler...
Yazacaksanız, aç kalan yurttaşı, atanamadı diye intihar eden genci yazın!. Çocuğuna çikolata olamıyor diye, çocuğunun uyumasını bekleyip, çocuğu uyuduktan sonra eve giden babayı yazın!. Sahipsiz kaldım, son çarem bu deyip, bedenini bile gözden çıkaran anneyi yazın!. Bin lira emekli ikramiyesi ile bayramı geçiren emekliyi yazın!. Boğazına kadar burca bulaşmış esnafı yazın!. Ay da iki kere et yiyen asgari ücretliyi yazın!. Maaş aldığı gün parasız kalan memuru yazın!. Bozulan ahlâkı, eğitim sistemini, elden giden milli değerleri yazın!. Çiftçi kalmadı memlekette onu yazın!. Rusya'ya et satan Erzurum, dışarıdan et alır hale geldi, bunları yazın!.
Hadi yazın bakalım.
Bak ben yazıyorum umurum da bile değil. Emeğimle ama az ama çok ticaret yapıp rızkımı çıkarıyorum. Gidip kimsenin canına yapışıp malına göz dikmiyorum...
Neyi kazandığın değil! Nasıl kazandığındır önemli olan! Nasıl kazandıklarını bildiğim birileri mangalda kül bırakmayınca, nutkum tutuluyor.
İnsanları rahat bırakın. Gelişsin, şehri de geliştirsinler. Herkes fakir mi olsun istediğiniz bu mu? Herkesin refah içinde yaşaması çok mu zorunuza gidiyor? Olgun Gür yarın, “Yapmıyorum, ne uğraşıyorum.” deyip şantiyeleri kapatsa kaç yüz kişi aşsız ve işsiz kalacak hesaplayabilir misiniz? Hem de memleketim Erzurum’un insanı. Elinizi vicdanınıza koyun. Tabi kalmışsa.
Değerli okurlarım. Ben aslında bu konulara girmem ama vicdani sorumluluğum susmama müsaade etmedi. Birilerini işaret etmeden önce herkes parmağına bakacak. Yurttaşın menfaati benim tek önceliğim. Babam olsa tanımam haksızlık edeni.
Biz bu şehrin değerlerini, değerlilerini korumak zorundayız. Bakın susa susa ne hale geldik. İkinci organize; yok böyleymiş, yok şöyleymiş.. Yıkılan 13 fabrika var. Bunların 4 tanesini Olgun Gür yaptı. Adam projeye itiraz ediyor. “Bakın bu proje böyle olmaz” diyor. Yatırım kaçmasın diye de Valilik, “Alelacele yapın” diyor. Adam da yapmak zorunda kalıyor. Yahu zaten 12 tane organize sanayi yapsak ne olacak. Gelip yatırım yapıp hedef mi olsunlar? İş insanlarına da hak veriyorum, kim gelir de yarın malına göz dikilecek bir yerde yatırım yapar ki...
Bilgiyle kalın...