“Yazılımsal olarak kontrol edilen dalgalar duyguları etkileyebilir”
Yazılımla birlikte yayılan dalgaların cihaz ısısının yanında duyguları da etkileyebileceğini söyleyen Topuzoğlu, “Aslında bunu herkes yapabilir. Haliyle bir cihaz üreten ya da bir yazılım geliştiren bir kişi kendisinin girebileceği bir kapı bıraktığı için bu noktada bir açık meydana geliyor ve bunu istediği gibi kullanabiliyor. Geçmişte biz araçlarla ilgili mesela böyle bir duyum almıştık. İşte araç kapısını acaba uzaktan mı kilitlediler gibi bir konu gündeme gelmişti. Bu da mümkün. Çünkü bir şekilde haliyle bunlar programlanabilir unsurlar. Devrelerde kullanılabiliyor. Haliyle bilgisayarlar da programlanabiliyor ve hepimizin kullandığı cihazlar var. Cep telefonları var ve cep telefonlarında da belli başlı işletim sistemlerini kullanıyoruz. Bu işletim sistemleri yine nasıl ki nabız ölçülebiliyorsa ısı da artırılabilir. Yani o ısıyı arttırdığınız zaman da o cihazın patlamasına sebebiyet verebilirsiniz ki bu aslında en basit konu diyebiliriz. Aynı şekilde bir takım dalgalar yayarak insan beyninin algılayabileceği ama kulağının zor duyabileceği birtakım dalgalar algılayarak da onlara ümitsizlik ya da karamsarlık gibi duygular dahi aşılanabiliyor. Yazılımsal arka kapının açık kalması gerekiyor bunlar için. Elbette aslında bizim de ülkemizde yazılım yapan ya da cihaz üreten firmaların bu noktada tabii ki denetlenmeleri de önemli. Yerli ve milli cihazların artması bunların bir kontrolle dağıtılması ve piyasaya sürülmesi gerçekten çok büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
Topuzoğlu, Türkiye’nin kendi altyapısını oluşturarak muhtemel bir tehlike durumunda önlem alınması gerektiğini söyleyerek, “Tabii ki şu anki internetin merkezi Amerika Birleşik Devletleri ve haliyle tüm bilgiler oradan dağılıyor gibi gözüküyor. Böyle olunca omurga olarak da oraya bağlıyız. Bir sabah kalktığımız zaman internetsiz kalma ihtimalimiz çok yüksek. Yani sadece kullandığımız yazılımlar, sosyal medya platformları değil, internet omurgası açısından da bağlıyız. O yüzden de aslında bizim de yine Türkiye olarak kendisine ait bir internet omurgasını kurmamız ve bu tarz acil durumlarda kendi omurgamız üzerinden iletişimi devam ettirebilmemiz de çok büyük önem taşımakta. Aslında vatandaşların çok fazla yapabileceği bir şey yok. Yani çünkü kullanıcı modundayız ve bize hangi cihaz verildiyse onu kullanıyoruz. Burada tabii ki devletlerin gerekli önlemleri alması gerekiyor. Dünya çapında da incelediğimiz zaman Rusya, İran, Kuzey Kore ve Çin gibi ülkeler bunun önlemini almışlar. İşte Çin kendisine ait bir işletim sistemi geliştirdi ve artık ben bunu kullanacağım, sizin işletim sisteminizi kullanmayacağım dedi. Yine bir markayı gerçekten büyüterek dünya çapında hale getirerek de elektronik anlamdaki altyapıyı tamamen kendi ülkesine geçirmiş oldu. Bizim de acilen bu konularda önlem almamız, nasıl ki zamanında İHA’lar, SİHA’lar gibi böyle göğsümüzü kabartan çalışmalar yapıldıysa internet ve teknoloji alanında alanında da bir seferberlik başlatılması gerçekten çok önemli” dedi.