İstanbulda 23 haziranda yenilenecek olan seçimler öncesinde iki aday canlı yayında kendilerini anlattı. Bir Türkiye tıpkı derbi bir maç izler gibi programı izledi. Program sonrası sosyal medyada en çok paylaşılan konu tarihi oturum oldu.
Hem program esnasında hem de program sonrası bir çok telefon aldım. Nasıl buldun, kim kazandı sence, bu açık oturum hangi partinin adayının oyunu artırır? diye
Bununla ilgili bir değerlendirme de yapacağım ancak öncelikle yayıncılık açısından tam bir fiyaskoydu
Bir kere oturma düzeni çok kötü planlanmıştı, adaylar bir birlerine yan gözle bakmak zorunda kaldılar. Halbuki bu tarz programlarda adayların yüz yüze bakmaları tercih edilir, iddiaları ve ithamları birbirlerinin gözünün içine baka baka söylemeleri tercih edilir ki vücut dilleri ne anlatıyor izleyici tarafından görülebilsin. Gereksiz büyüklükte bir yuvarlak masa vardı,ışık iyi değildi, açık söyleyeyim, bizim Yağız Tv yönetmeni Ahmet Sedat Arıkan, inanın daha iyi bir stüdyo hazırlayabilirdi.
İkincisi soruların hiç biri derinleşemedi. Nedenine gelince üç dakika sorulan soru için yeterli bir süre değildi, en azından beş dakika olmalıydı. Bir çok soru ve cevabı askıda, eksik kaldı. Sürenin yetersizliği dışında sorularda kategorize edilmemişti. Daldan dala atlandı. Hatta adaylar kaç soru kaldı, diye defaten sormak zorunda kaldı. Hatta adayların anlatmak istediklerine süre yetmeyince program uzatılmak zorunda kaldı.
Gelelim programın hangi adaya katkı sağladığına. Açık söylemek gerekirse Türkiyede seçmen ekran başına geçtiğinde ikna olmak gibi bir derdi olmadan geçti. Yazının başında da söylediğim gibi sanki bir derbi maç izledi ve dolayısıyla tuttuğu takımın galip gelmesi adına tezahüratta bulundu. Sosyal medya mesajları bunun göstergesi. Türk seçmeni fanatizm boyutunda siyaset yapıyor, bu yüzden belki de siyasette hamaset üzerinden yapılıyor. Dolayısıyla programın herhangi bir adaya artı yada eksi ciddi bir katkı sağladığını düşünmüyorum. Yeni bir şey söylenmedi, eski polemikler yeniden gündeme getirildi.
Ancak her ne olursa olsun, demokrasi adına bu tarz yayınları özlemiştik. Zira Türkiye bu tartışmaları 90lı yıllarda çok fazla yapardı. Bizler yerel de bile, parti başkanlarını aynı stüdyoda konuk edip tartışmalarını sağlardık, ne yazık ki ülkemiz bu anlamda daha ileri gitmesi gerekirken, geriledi. Bu gün geldiğimiz noktada iki adayın aynı ekranda tartışmasına tarihi oturum diyoruz.
NOT:
ERZURUMLUYU AŞAĞILAYAN BÖLGE MÜDÜRÜ
Erzurum Barosunun kıymetli avukatlarından Sadrettin Haşıloğlunun kız kardeşi Şengul Gülakar Haşıloğlu geçtiğimiz gün rahmetli oldu. Erzurumda tanınan bir sima olan Haşıloğluna taziye ziyaretine bir çok Erzurumlu gitti.
Meteoroloji Bölge Müdürlüğünün bulunduğu sokaktaki ev dolup taştı. Dolayısıyla sokaktaki trafikte taziyeye gelenlerin araçları nedeniyle zaman zaman tıkandı. Trafiğin akması adına, daha doğrusu araçların dönüş yapabilmeleri adına, Meteoroloji Bölge müdürlüğü binasının önündeki güvenlik görevlisine vatandaşlar ricada bulundu, kapıyı açta araçlar dönüş yapabilsinler diye, güvenlik görevlisi tam kapıyı açarken, içeriden üzerinde kırmızı bir tişört bulunan öfkeli bir adam, Çabuk kapat kapıyı açma diye azarladı. Sonrasında devam etti, kapıyı açarsan onlar araçlarını buraya park etmekte isterler diye ekledi. Bir vatandaş, Sen kimsin kardeşim? Park etseler ne olur cenazeye gelmişler beş dakika sonra çıkarlar diye çıkışınca, kırmızı tişörtlü adam, Ben bölge müdürüyüm, size mi hesap vereceğim, çabuk kapat kapıyı, ahlaksız adamlar diye başladı hakaret etmeye
Yazık bu şehre bu bürokratlar yakışmıyor. Ne olurdu beş dakika o araçlar oraya park etse. Kaldı ki insanların böyle bir talebi de yoktu. Bu nasıl bir cesaret ki şehrin insanına hakaret etme cüretini kendinizde buluyorsunuz. Ama sizde haklısınız, nasıl olsaErzurum çobansız köy
18.06.2019 11:53:00