Şöyle ki şiddet denince akla sadece öldürülmüş bir kadın gelmemelidir. Katledilmiş bir kadın zaten şiddetin geldiği en son noktadır. Toplum olarak şiddetin bu aşamaya gelmesine sebep olan öncüllere karşı uyanık olmalıyız. Kadına karşı şiddetin en önemli öncülü ise kadın erkek ayrımcılığıdır. Hükümet; kadınlara negatif ayrımcılığı yaratan her türlü eylem,söylem ve işlemlerden kaçınmalıdır. Ayrıca hükümet kadına karşı şiddetin önlemesine dair yasalar çıkartıldıktan sonra yasanın muhatabı devlet görevlileri tarafından bu yasaların ruhuna uygun uygulanıp uygulanmadığının yine hükümet tarafından titizlikle takip ve kontrol edilmesi zaruridir. Aksi takdirde Türk örf ve ananelerinde olmayan, kadim Türk milletinin şuuruna ve yaşadığı topraklara yabancı bu şiddet virüsü önü alınmadığı sürece artarak devam edecektir.
Erkek terörü şehidi, hemşerimiz Başak Cengiz’e Allah rahmet kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Umarım bu son kadın cinayeti olur. Artık yetkililer kadına karşı şiddetin toplum üzerinde yarattığı bu ağır tahribatı görmeli ve kadına karşı şiddetin önlenmesini bir devlet siyaseti olarak görüp bu şiddetin önlenebilmesi için somut adımları derhal atmalıdır. Artık bir kadının dahi erkek şiddetine maruz kalarak öldürülmesine toplum olarak tahammülümüz kalmamıştır.