Bingöl'ün açıklaması şöyle; Osmanlı imparatorluğunda yaşayan Ermeniler 1800’lü yılların başından itibaren dış güçler tarafından milliyetçilik fikri doğrultusunda kışkırtılarak ciddi güvenlik sorunları oluşturmaya, sonrasında da Anadolu’da yer yer isyanlar çıkarmaya başlamıştı. Osmanlı idaresi ortaya çıkan durumu kontrol altına almak adına 24 Nisan 1915 tarihinde bir genelge yayınlamış, dünya savaşının içerisinde saldırılara maruz kalan vatandaşlarını korumak ve örgütçü Ermenilerin faaliyetlerini engellemek amacıyla söz konusu kararı uygulamıştır. O tarihten bu yana, 24 Nisan pek çok ülkede Ermeni diasporasının etkisi ile “Sözde Soykırım Günü” olarak anılıyor, ön plana çıkartılıyor.
Oysa kararın yalnızca zararlı faaliyetlerde bulunan örgüt mensuplarını kapsaması ve İstanbul’da ikamet eden diğer Ermenilere uygulanmamış olması bile, 24 Nisan tarihinde çıkarılan kararla ilişkilendirilen “sözde soykırım” iddiasını geçersiz kılmaktadır. Olayın özetinin bu olmasına ve birçok güvenilir kaynakta da bu yönde bilgi ve belgeler yer almasına rağmen, uluslararası arenada bu konu sık sık kaşınmaya, her 24 Nisan’da ise, haksız ve mesnetsiz gerekçelerle, sözde Ermeni Soykırımı gündeme getirilerek, Türkiye Cumhuriyeti devleti sıkıştırılmaya çalışılmaktadır.
Halbuki, gerek Birinci Dünya Harbi devam ederken, gerek sonrasında Ermeni örgütlerinin Anadolu’da yaptıkları vahşet, kelimelerle anlatılamaz. Erzurum’da, Kars’ta, Van’da ve diğer yörelerimizde yapılan katliamlar görmezlikten gelinerek, sadece Ermeni Diasporasının söylediklerine inanılması, hakikatin yerle bir edilmesidir. Geçmişteki bu acıları en yoğun biçimde yaşayan bir bölgenin vatandaşları olarak, bu konuyla ilgili gerçeklerin araştırılması ve ortaya çıkarılması işinin sadece tarihçilere bırakılmasını istiyoruz. Bu vesileyle, o tarihte, yıllarca tebaası olarak bulundukları Osmanlı İmparatorluğu’na isyan ederek, bu vahşete ortak olan Ermeniler ve işbirlikçilerince şehit edilen vatandaşlarımızı, askerlerimizi bir kere daha rahmetle anıyorum.
25.04.2021 14:54:00