Törende ayrıca Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, adli, idari ve askeri erkân yöneticileri, rektör yardımcıları ve akademisyenler yer aldı.
Bir ülkenin kalkınmasında en önemli kaynağı, entelektüel sermaye, beşeri sermaye, ihtisas gücü gibi kavramlarla anlatılmaya çalışılan beyin gücü oluşturur. Hedeflenen yüksek nitelikli insan gücünün önemli ölçeklerinin başında da bilimsel çaba ve üretim gelmektedir ifadeleriyle konuşmasına başlayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, çağımızda bilgi üretme kabiliyetinin ancak üretilen bilginin ürüne dönüştürülmesi ile anlamlı ve kalıcı sonuçlar vereceğini belirterek, her ülkenin kendi potansiyeline göre bilgi üretmek üzere AR-GE faaliyetlerinde bulunduğunu söyledi.
Yeni Nesil Üniversite Tasarımı Doğrultusunda Üniversitemizi Uzak Geleceğe Taşımak İçin Hızlı Bir Dönüşüm Sürecine Soktuk
Çomaklı: 21. yüzyıl bilgi çağında yaşanan hızlı oluşum ve değişmeler bizleri, üniversiteler olarak kendimizi tanımak ve en önemlisi kendi eğitim sistemlerimizi, öz değerlerimizi koruyarak, hızla küreselleşen dünya karşısında bâkî varlık göstermeye yönelik çalışmalar yapmaya, yeni hedefler koymaya ve bu hedefleri gerçekleştirmenin yollarını aramaya sevk etmiştir. Bu sebeple Rektörlük görevini devraldığımız günden itibaren çağın kaçınılmaz kıldığı yeni nesil üniversite tasarımı doğrultusunda Üniversitemizi uzak geleceğe taşımak için hızlı bir dönüşüm sürecine soktuk. Bugün memnuniyetle söyleyebilirim ki, bu bağlamda temel dinamiklerimizin yeniden yapılandırılması hemen hemen tamamlandı.
Geleceğin inşası için gerekli bilgiyi üretme ve üretilen bilgiyi teknolojiye dönüştürmek zorundayız. Bu durum, bilimsel çalışmalara ayrı bir önem verme hususunda bizleri harekete geçirmekte, çalışmalarımıza yön vermeye itmektedir. Çünkü çağdaş bilimin öngörüsüne göre, gelecek, geçmişin mirası üzerinden şekillenecektir. Ekseninde değişimin olduğu bu yeni anlayışa göre varlık her zaman yenilenme halindedir. Yüzyılımızda üniversiteler, geleneksel hedeflerinin yanı sıra bu oluşumu planlama ve yönetme işlevini de üstlenmişlerdir.
Rektör Çomaklı: İyi olmanın sınırı yoktur
Üniversiteler için önemli başarı ölçütlerinin başında bilimsel yayınlar, sonuçları somut olarak görülebilecek projeler gelmektedir. Bu anlamda Atatürk Üniversitesi önemli bir konumdadır. Ancak sizin de bildiğiniz gibi iyi olmanın sınırı yoktur. Son bir yıl içinde Üniversitemizde yapılan bilimsel çalışmalar ve gerçekleştirilen projeler önemli ölçüde artmıştır. Yönetim olarak bu artışı pekiştirmek, marifete iltifat etmek ve bilimsel performansları teşvik amacı ile hayata geçirilen ödül sistemini önemsiyoruz. Bugün bu amaçla üniversitemizin ilmî yolculuğunda yüksek performans sergileyen arkadaşlarımızı tanımak, bu güzel tablodan üniversitemiz mensuplarını haberdar etmek ve kendilerine ödüllerini takdim etmek üzere bir aradayız.
Yeni unvanları almaya hak kazanan akademisyenlerimize, akademik giysilerini giydirme fırsatı bulacağımız bu tören vesilesiyle Türkiyenin önünü açacak, milletimize ufuk ve heyecan kazandıracak yeni projeler, yeni çalışmalar beklediğimiz değerli bilim adamlarımızı kutluyor, yaptıkları değerli çalışmalar için Üniversitemiz adına hepsine teşekkür ediyorum ifadelerini kullandı.
Türkiyenin en kıdemli, en saygın ve kadim değerlerle yoluna devam eden Atatürk Üniversitesinde, cesaretin, vatanperverliğin ifadesi olan dadaşlar diyarı Erzurumda olmaktan gurur duyduğunu ifade ederek sözlerine başlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Rektör Prof. Dr. Ömer Çomaklıya ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.
Türkiye Cumhuriyetinin tarihi ve değerleriyle geleceğe yürürken üniversitelerin rolünün bu zorlu yolculukta merkezi önem taşıdığını ifade eden Saraç, üniversitelerde akademisyenlerin, idari kadroların ve öğrencilerin ülke geleceğinin inşasında, fikirleri ve ürettikleri ile yol gösterici olmalarının önemine değindi.
Ülkenin geleceği için olağanın ötesinde emek vermeyi, milletimiz, ülkemiz ve devletimizin yarınları için gerekli olan bilimsel ve teknolojik alt yapıların üretimi için gayret etmeyi, yeni YÖKün ana ilkeleri olarak benimsedik diyen Yekta Saraç şöyle devam etti: 185 üniversitemizden her birinin ülkemize katabileceği önemli değerleri olduğuna inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız konuşmalarında gecemizi gündüzümüze katarak ekonomiden alt yapıya, güvenlikten adalete kadar her alanda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık, çalışıyoruz ve çalışacağız sözlerini zikrediyor. Bu bağlamdan olmak üzere biz de ülkemizin önüne koyduğu güçlü hedeflerine ulaşması için üniversitelerimizin verimliliğini ve akademik düzeyini yükseltmeyi hedefledik. Bulunduğumuz her ortamda Yeni YÖK olarak gerçekleştirmekte olduğumuz ve hepsi başlamış politikalarımızı anlatıyoruz.
Yeni YÖKün bu atılım döneminde zorlukları aşmak, ülkemizin gençliğini dünya standartlarında bir donanımla yetiştirmek, bilim ve teknoloji dünyamıza yapacağımız yatırımın en büyük desteği olacaktır. Üniversiter sistemi güçlü olmayan bir ülkenin onu yarınlara taşıyacak bir sanayisi, teknolojisi, tıbbı, eğitimi, sanatı ve adalet sistemi olamaz. Bütün bu süreçlerde daha da zenginleşmek için sizlerin de desteğinize ve fikirlerinize ihtiyacımız var dedi.
Saraç konuşmasının ardından hazırlanan slayt eşliğinde YÖKün çalışmaları ve projeleri hakkında konuklara bilgi verdi.
Konuşmaların sona ermesiyle, Atatürk Üniversitesi mensubu bilim insanlarının fen, sağlık, sosyal, eğitim bilimleri ve güzel sanatlar alanlarındaki seçkin araştırma, çalışma ve hizmetlerini değerlendirmek, üstün niteliklerini onayarak kamuoyuna duyurmak ve teşvik unsuru olmak üzere Atatürk Üniversitesi tarafından verilen Bilimsel Teşvik Ödülleri sahiplerini buldu.
Daha sonra ise 2017 yılında Profesör ve Doçentlik unvanına yükselen akademisyenlere akademik giysileri giydirilerek belgeleri takdim edildi.
20.04.2018 10:43:00