Erzurumspor'un İstanbulspor'dan sonra Boluspor ile de deplasmanda 1-1 berabere kalması deyim yerindeyse "infiale" neden oldu.
Özellikle sosyal medyada başta teknik direktör Erkan Sözeri olmak üzere futbolcular sert sözlerle eleştiri yağmuruna tutuldu...
Peşinen söyleyeyim, yenilenmiş kadrosu ve eşine edilen küfürler nedeniyle Erzurumspor'a transferi gerçekleşmeyen Boluspor teknik direktörü Osman Özköylü'nün ekstra motivasyonu nedeniyle çok zor bir maç olacağını düşündüğümden, maç öncesinde "1-1 bitecek razımısın?" diyen olsaydı, hiç düşünmem 1 puanı cebime koyar, Erzurum'a dönerdim...
Ancak maçı gördükten sonra insan hem kaçan iki puana yanıyor hem de alınan bir puana şükrediyor...
Maçın 65 dakikalık bölümünde bırakın kaleye, yarı sahana bile gelemeyen bir Boluspor sahada varken, rakibi hiç rahatsız etmeyen, "al gülüm-ver gülüm" anlayışıyla oynamamızın nedenini inanın anlayamıyorum!
Şampiyonluğa oynayıp da, bu kadar ağır oynayan, amaçsız yan paslarla oyunun temposunu bu kadar düşüren, hücuma çıkmamak için elinden geleni yapan bir takıma ilk kez şahit oluyorum desem yeridir...
Takım, Sehiç-Aykut ve Hasan üçlüsünden topu bir türlü alamıyor ki hücuma çıkabilsin...
Dün sosyal medya bununla ilgili müthiş espiri bir yorum vardı... Diyor ki taraftarımız, "Sanki bu üçlü kadayıf döküyor!"
Hakikaten öyle, bu üçlü oynadıklarının futbol olmadığının belli ki farkında değil ki, öndeyken de, gerideyken de kendi aralarında oynamaktan müthiş keyif alıyorlar!
Sehiç kurtarışlarıyla nasıl "maçın adamı" olduysa, Erzurumspor'un hızlı atağa çıkmasının önündeki en büyük engel olarak da karşımıza çıkıyor.
Sevgili kaptan, kaleci olduğunu unutma da, şu topla oynama sevdan bir vazgeç olur mu?
Ne günlere geldik görüyor musunuz, kalecimizi topla çok oynuyor diye uyarıyoruz!
Erkan Hocam, geriden oyunu kurmak diyorsanız bunun adına vallahi de yanılıyorsunuz, billahi de yanılıyorsunuz!
Bu oyun tarzıyla bir tane pozisyona girdiniz mi diye sorarsak, kalırsınız orta yerde...
Balıkesirspor maçında da Boluspor maçında da Erkan Hoca'nın bu 3 oyuncu ve genel olarak tüm takımı yavaş ve yan pas yaptıkları için sert sözlerle eleştirdiğini öğrendim...
Söylenene göre Erkan Hoca da çok rahatsızmış!
Ama burada farklı bir tehlike var o halde...
O da takımın Erkan Hoca'nın uyarılarını hem de sert uyarılarını dikkate almaması, sahada uygulamaması...
Eğer Erkan Hoca iki maçtır oyuncularını böyle oynamamaları konusunda hem de sert bir şekilde uyarıyor ama futbolcular sahada bildiğini okuyorsa, bu çok ama çok vahim bir durumdur...
Bu durum, hocanın takım üzerinde otoritesinin kalmadığını gösterir...
Kalan 14 maç için şahsen beni en çok tedirgin eden olay da budur...
"Al gülüm-ver gülüm" futbolunu ezberlerine almış bu oyuncu grubunun, hocasız takılmaya başlamasına 'dur' diyecek yönetimin ta kendisidir...
Takımda olan biten her yanlışı "inkar" edip, "yanlış istihbarat" gözüyle bakıp, umursamayan başkan ve yönetimin bu konuda gereken tedbiri almasını "umut" ediyorum...
Buna da "yanlış istihbarat" demezler de inşallah gereken tedbirleri alırlar...
Zira girdiğimiz yol, yol değil...
Toparlanmak için gerçekleri görmek, gerçekçi tedbirler almak şart...
Yoksa her hafta bu kadar şanslı olmayabiliriz!