24 Haziran seçimleri sonrasında AK Partinin yaşadığı oy kaybının nedenleri sorgulanmaya başladı. Sorumlular yükü sırtlarından atmak için hep karşı tarafı suçluyor. AK Parti Erzurumda bir vekili kaybetti. Beklenen oyu alamadı.
AK Partinin oy kaybının temelinde listeyle ilgili memnuniyetsizlik vardı. Liste beklenen heyecanı şehirde uyandıramadı. Sıralamada sıkıntılar vardı. Listenin ilk sırasındaki başbakan yardımcısı Recep Akdağın Erzurumdan değil de İstanbul, Ankara, Bursa gibi şehirlerden aday gösterilmesi beklentisi yüksekti. Öyle olmadı. 16 yıldır Erzurum siyasetinde var olan Akdağ ismi gereken heyecanı uyandırmadı. Güney ilçelerindeki Kürt kökenli seçmenin oyunu alır umuduyla listenin ikinci sırasına konulan Zehra Taşkesenlioğlunun seçimlerdeki performansı ortada. Güney ilçelerindeki oy kaybı 12 binin üzerinde. Bırakın güney ilçelerini kendi ilçesi Tekmanda HDP oyunu artırmış neredeyse AK Partiyi üçe katlamış. Zehra Taşkesenlioğlu merkezde de Kürt seçmene hitap edememiş. Listenin üçüncü sırasında yer alan Selami Altınok ismine ilgili beklenenin üzerindeydi. Erzurumlu seçmen özellikle 15 temmuz sürecinde taşın altına sadece elini değil bütün gövdesini koyan, çok önemli hizmetleri olan Selami Altınoku listenin birinci sırasında beklerken, genel merkez listenin üçüncü sırasına kendisine verdi. Bu duruma tepki oluştu. Milletvekilliği döneminde sokakta, caddede, esnafın arasında olan bir isim, Erzurumluların aradığında ulaşabildiği, derdini anlatabildiği İbrahim Aydemirin listenin dördüncü sırasında yer alması da tepki gördü. Erzurum için gece gündüz çalışan kendi ilçesinde ve Erzurumun hemen her kesiminde sevilen, somut projeleriyle Erzuruma ciddi katma değer sağlayan Mustafa Ilıcalının liste dışı kalmasını saymıyorum bile. Oy kaybındaki parametrelerden biri bu.
Gelelim ikinci parametreye, AK Parti teşkilatları belki de listenin oluşturamadığı heyecandan, şevkle çalışmadı. Önceden AK Parti kadın kolları ev ev dolaşır, apartman toplantıları yapar, ciddi oy toplardı. Bu seçimde sahada kadın kollarını göremedik. Gençlik kolları teşkilatı sahada neredeyse hiç yoktu. Gençlik kolları teşkilatındaki gençler TÜGVA yönetiminde nasıl olurum hesapları yapmaktan, bir oy daha nasıl getiririm hesabını yapmadı. Şık takıp elbiseleri, rugan ayakkabıları tozlanmadı bile. Direklere bayrakları bile belediyenin itfaiye teşkilatı astı. Yani teşkilatta önceki seçimlerdeki şevk ve heyecan yoktu. Buradan haksızlık etmeyelim, il yönetimi ciddi gayretler gösterdi. Ama bu da yeterli olmadı.
Belki AK Partideki oy kaybı özellikle ilçelerde daha da fazla olacaktı. Ancak bu noktada yerel yönetimlerin yaptığı hizmetler devreye girdi. Seçim çalışmaları kapsamında güneyden kuzeye bir çok köye gitme imkanımız oldu. Birkere asfalt yolu olmayan köy neredeyse kalmamış durumda. Hemen her köyün merkezindeki yollar kilit taşlarıyla döşenmiş. Bütün ilçelerde sokak sağlıklaştırılması yapılmış. Köylünün hayvanı yaylada su bulmakta güçlük çekmesin diye, binlerce yalak yapılmış, göletler kurulmuş. İçme suyu sorunu olan köy kalmamış. Yapılan köprüler, sosyal hizmetler de cabası, Taziye evleri, camileri saymıyorum bile. Yani yerel yönetim iyi çalışmış. Eğer AK Parti 40 bin oy kaybında kaldıysa daha fazla oy kaybetmediyse bunda Büyükşehir belediyesinin ciddi katkısı var. Vatandaş sandık başında oyunu kullanırken bu hizmetleri düşünerek oy kullandı. Listenin uyandıramadığı heyecan, İsimlere olan tepkilere bakıldığında oy kaybının daha fazla olması beklenirken özellikle kırsalda belediyenin yaptığı hizmetler oy kaymasına engel oldu.