Afganlı Hamidullah’ın umuda yolculuğu drama dönüştü

ERZURUMEKSPRES - Iğdır-Kars karayolunda kaçak göçmenleri taşıyan bir minibüsün aydınlatma direğine çarptıktan sonra alev alması ve bu araçtan yola fırlayan yaralılara bir başka minibüsün çarpması sonucu 17 kişinin öldüğü, 36 kişinin de yaralandığı trafik kazasında ellerini kaybeden, kollarını ise kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Afganistanlı Hamidullah Hamidi’nin (20) umuda yolculuğu drama dönüştü. Erzurum’da tedavisi süren Hamidullah’ın hikâyesi yürek burkarken, Doğu’ya kaçak göçmen akını havaların soğumaya başlamasıyla birlikte yeniden arttı. 
Geçtiğimiz 30 Mart tarihide Iğdır’da meydana gelen trafik kazasında 17 kaçak göçmen hayatını kaybetti. Türkiye’nin İran sınırından yurda yasa dışı yollarla geçtikleri belirlenen ve aralarında kadınların da yer aldığı Afganistan, Pakistan ve İran uyruklu kaçak göçmenlerin bulunduğu, 65 EP 701 plakalı minibüs, Iğdır-Kars karayolunun Iğdır Şehit Bülent Aydın Havalimanı kavşağı mevkiinde kontrolden çıkarak aydınlatma direğine çarptı. 
Alev alan minibüsteki bazı yolcular araçtan fırlayıp yola savruldu. Bu sırada söz konusu minibüsün arkasından gelen ve yine kaçak göçmenleri taşıyan 04 D 5636 plakalı başka bir minibüs de yola savrulan yaralıların bazılarına çarptı. Minibüsün sürücüsü ve kaçak göçmen yolculardan 17 kişi öldü, 36 kişi yaralandı. 

“Afganlı Hamidullah’ın umuda yolculuğu drama dönüştü” 
Kazada minibüsten fırlayıp üzerinden araç geçen ve elektrik akımına da kapılan 20 yaşındaki Afganistan uyruklu Hamidullah Hamidi, yaşam mücadelesini kazanarak hayata tutundu. Erzurum’da Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Yanık Merkezinde tedavisi süren Hamidullah, drama dönüşen umuda yolculuğunun hikayesine İHA kameralarına anlattı. 
Afganistan’da yaşanan savaş ve işsizlik nedeniyle 9 kardeşini ülkesinde bırakıp yasa dışı yollarla önce İran’a ardından da insan tacirleriyle anlaşarak bir kamyon kasasında Türkiye’ye gruplar halinde geldiklerini ifade eden Hamidullah Hamidi, “Trafik kazasında ellerimi kaybettim, kollarımın da ne olacağı belli değil. Kollarımda kesilecek sanırım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Afganistan’dan umutla yola çıktım. Bin 600 lira insan kaçakçılarına para ödedim Türkiye’ye gelmek için. Bindiğimiz araç polisten kaçarken kaza yaptı. Elektrik direğine çarptı, akıma kapıldım. Çok sayıda insan öldü ve yaralandı. Afganistan’da geride 9 kardeşimi bıraktım. En büyükleri benim. Onlara bakabilmek için Afganistan’dan ayrıldım. Şimdi ellerim yok kollarım yok. Türk devlet büyüklerinden yardım istiyorum. Hiçbir şey yapamayacak durumdayız. Hastanede gördüğüm ilgi ve yardımlardan dolayı tüm Türk halkına minnettarım” dedi. 

“Dr. Olğun: “Hamidullah’ın şimdilik her iki kolunu da kesilmekten kurtardık” 
Hamidullah Hamidi’nin sağlık durumu hakkında bilgi veren Atatürk Üniversitesi Yakutiye Araştırma Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulkerim Olğun, “Geldiğinde çok büyük yanıkları vardı. Her iki kolda da kemikler açığa çıkmıştı. Biz bu kolları kurtarabilir miyiz diye baktık olaya. Şimdilik her iki kolunu da kesilmekten kurtardık diyebiliyoruz. Aynı zamanda hayati tehlike boyutu vardı hastanemize geldiğinde. Şimdilik durumu daha iyi.” diye konuştu. 

“Doğu’ya kaçak göçmen akını havaların soğumaya başlamasıyla birlikte yeniden arttı” 
Öte yandan havaların soğumasıyla birlikte İran sınırından Türkiye’ye yasa dışı yollardan kaçak göçmen akını yeniden baş gösterdi. Son bir hafta içerisinde güvenlik güçlerinin Ağrı ve Erzurum’da düzenledikleri operasyonlarda Afganistan ve Pakistan uyruklu 3 bine yakın kaçak göçmen yakalandı. Doğubayazıt - Ağrı - Erzurum güzergâhında yol boyu yürüyen kaçak göçmenlere rastlanırken otogarlarda da soğuktan korunmaya çalışan göçmenler yer alıyor. 
Güvenlik güçleri toparlayabildikleri kaçak göçmenlerin yasal işlemlerini yaptıktan sonra Aşkale’de bulunan Geri Gönderme Merkezine teslim ediyor. 
Kaçak göçmenlerden kişi başı 2 bin ila 3 bin dolar alan insan kaçakçısı şebekelerin Türkiye’deki üyelerinin kaçak göçmenleri evlerde bir süre tuttuğu, daha sonra İstanbul başta olmak üzere batı illerine götürmeye çalıştıkları belirlendi.