Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Erzurum ziyareti çerçevesinde AK Parti İl Başkanlığı’nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
“Erzurum doğunu lider şehri”
Sabah Erzurum Valiliği ve Büyükşehir Belediyesini ziyaret ederek Erzurum'daki yatırımları değerlendirdiklerini anlatan Bakan Tunç, “Erzurum kazanmaya devam ediyor. Tabii Türkiye Buluşmaları programı kapsamında yaklaşık bir aydan bu yana milletvekillerimiz, tüm milletvekillerimiz, teşkilatlarımızla beraber Türkiye'nin bütün illerinde bu programları gerçekleştiriyorlar. Bundan sonra da zaten kongre süreci başlayacak. Önemli bir çalışma oldu. Ben Tekirdağ'da ve Denizli'de Türkiye buluşmaları programını gerçekleştirmiştim. Oralarda gerçekten halkla bütünleşme anlamında çok güzel faaliyetler oldu. Bugün de Erzurum'dayız. Erzurum'da Türkiye buluşmaları kapsamında milletvekillerimiz ilçelere dağılacaklar. Tabii uzak ilçelere buraya gelmeden katılan milletvekillerimiz oldu. MKYK üyelerimiz burada. Ve inşallah bu toplantıdan sonra hemen dağılacağız. Biz şehirde esnaf ziyaretleri gerçekleştireceğiz. Ve adliye ziyaretleri geceye kadar buradayız. Hemşerilerimizle beraber olacağız inşallah. Erzurum Doğu'nun lider şehri, buranın başkenti Erzurum. Erzurum kadim bir şehir. Erzurum, İbrahim Hakkı Hazretleri'nin şehri. Erzurum, Nene Hatunların, kahramanların diyarı. Erzurum, Alvarlı Hazretleri'nin diyarı. Abdurrahman Gazi Hazretleri'nin diyarı. Manevi değeri yüksek bir şehir. Tarihi bir şehir. Kültür şehri. Her yeri tarih kokuyor. Nereye baksanız ecdadımızı görüyoruz. Erzurum Türkiye'nin bir değeri. O nedenle biz Erzurum için ne yapsak azdır.
Erzurum en son seçimlerde Cumhurbaşkanımıza yüzde 74 oranında çok büyük bir destek verdi. 2002’den bu yana da destek veriyor. Hiç eksiltmeden bu desteğini sürdürüyor. Hem yerel yönetimlerde hem de merkezi iktidarda gerçekten Erzurum hep milli iradenin yanında olmaya devam etti. Her güçlüğümüzde Erzurum'dan büyük destek gördük. O nedenle biz Erzurum'da hemşerilerimize müteşekkiriz. Onlara teşekkür borçluyuz. Onlar için ne yapsak azdır. 2002’den bu yana hep sahip çıktılar. İnşallah biz de onların o güvenine layık olabilmek için gerek belediye başkanlarımız, gerek teşkilatımız, gerek hükümetimiz, kabinemiz elimizden gelen gayreti göstereceğiz” diye konuştu.
“AK Parti hep milletle beraber yol aldı”
“AK Parti'yi bugünlere getiren hep milletten korkmamasıdır. Milletin sesine kulak vermesidir. Milletin hissiyatına tercüman olmasıdır” diyen Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü; “İktidarda da hep milletin taleplerini yerine getirmesidir. Yoksa 22 yıldan bu yana millet bizi iktidarda tutmuşsa bunun bir sebebi vardır. Onun sebebi de milletin ta kendisi olmaktır. Milletle beraber düşünmektir. Milletle beraber yol almaktır. AK Parti'nin başarısının en önemli sebebi budur. Yirmi üç yıl oldu AK Parti kurulalı. Yirmi iki yıldan bu yarda iktidardayız. Kurulduğu yılın hemen ertesi yıl yapılan seçimlerle tek başına iktidara geldi AK Parti. O doksanlı yılların çektirdiği sıkıntılardan bunalan milletimiz o vesayetçi anlayıştan demokrasi eksikliğinden, adalet eksikliğinden, ekonomik krizlerden, siyasi krizlerden bir buçuk yılda bir değişen hükümetlerin oluşturduğu o sıkıntılardan, fakirlikten, fukaralıktan, Türkiye'nin kurtuluşunu Recep Tayyip Erdoğan'ın şahsında buldu. Ve” bir parti kur” dedi “arkandayız” dedi. Daha partinin ismi belli olmadan Erzurum'da hemşehrilerimiz bir araya geldi. Herkes teşkilatlanmaya başladı. Adeta millet Recep Tayyip Erdoğan'a “Haydi kur şu partiyi arkandayız” diyerek AK Parti'nin kurulmasını sağladı. Yani AK Parti değerli arkadaşlar öyle masa başı etrafında üç beş kişinin bir araya gelir. Ey Recep Tayyip Erdoğan bir parti kuralım da millete gidelim, milletten oy isteyelim şeklinde bir siyasi mühendislik neticesinde kurulmuş bir parti değil. AK Parti'yi kuran millettir. Milletin talebiyle kurulmuştur ve milletin talebiyle de tek başına ilk seçimde iktidar yapılmıştır. Yirmi iki yıldan bu yana da iktidardayız. Yirmi iki yıldan bu yana ülkemizin seksen bir vilayetinin her bir köşesine eserler götürdü. İşte Erzurum'da il başkanımız biraz önce saydı. Eski tabii güncellenmemiş rakamlar bunlar. 200 yüz milyara yakın Erzurum, sadece Erzurum vilayetimize yapılan yatırımlar. Yollarıyla, hastaneleriyle, okullarıyla, kamu binalarıyla, barajıyla, her şeyiyle her tarafta AK Parti'nin eserleri var. Ne yapsak azdır diyoruz. Yüzde yetmiş dört oranında da güçlü bir destek var Erzurum'da. O nedenle Erzurum'a çok daha büyük ehemmiyet göstermeye devam edeceğiz inşallah.”
“Adalet ile kalkınma birbirinden ayrılmaz”
Türkiye'nin fiziki kalkınmasını sağlarken Türkiye'nin demokratik kalkınmasını da sağladıklarını ifade eden Bakan Tunç, “Demokrasiyle kalkınmanın at başı gitmesi gerektiğini biliyoruz. Adaletle kalkınmanın birbirinden ayrılamayacağını biliyoruz. Zaten partimizin ismi adalet. Her şeyde adalet. Sadece adlî faaliyet değil. Eğitimde adalet, sağlıkta adalet, gelir dağılımında adalet, vergide adalet. Dolayısıyla adalet bizim şiarımız. Adaletli bir şekilde ülkemizi kalkındırmanın gayreti içerisinde olduk. Bu nedenle de girdiğimiz her seçimde milletimizin desteğini almayı başardık. Türkiye'nin seksen bir vilayetine enerji yatırımları, havayolları, limanlar, üniversiteler, hızlı trenler inşallah Erzurum'a da gelir. Her bir köşesi devasa yatırımlarla doldu. AK Parti'nin ilk dönemi hatırlayalım iki bin ikide iktidara geldiğimizde memleketin içinde bulunduğu durumu çift haneli enflasyon şimdi de öyle ama yine indireceğiz." dedi.
“Yargı birilerinin arka bahçesi olmaktan çıktı”
“Bugün yargının birilerinin arka bahçesi olmaktan çıktığı için onlar rahatsız. Yargımız milletin yargısı olduğu için rahatsız” diyen Bakan Tunç konuşmasını şöyle sürdürdü; “Yargının içerisinde hatalı kararlar olamaz mı? Elbette ki olabilir. Ama onun düzeltilme imkanı zaten yargının içinde var. Hatalı karar istinafta, temizde düzeltilebilecek yolu var bunun. Ama ne yapıyor? Bir örneği alarak bütün yirmi beş bin hakim savcının görev yaptığı yılda on iki milyon kararın verildiği bir noktada o bir karar üzerinden çıkıp bütün yargıyı töhmet altında bırakan bir tavır sergiliyor. Rahatsızlıkları neden? O rahatsızlıkta bulunanlar aslında 27 Mayıs yargısını özleyenler. O başbakanları asan, bakanları asan yargıyı özleyenler. Yine 12 Eylül'de darbecilerin yanında duran onlara destek olan milletin hakkını hukukunu savunmayan darbe mağdurlarını yargılayan yargıyı aslında onlar tasvip ediyor. Yine 28 Şubat sürecinde darbecilere destek olan o darbeciler karşısında hazır oda durup adeta cübbelerini onların önüne seren bir yargı sistemi o yargı sisteminin bugünkünden daha tarafsız olduğunu söyleyebiliyorlar. 15 Temmuz'da yargımız bugünkü yargımız milletiyle beraber insan haklarını savundu. O gece millet meydanlara koşarken bizim Cumhuriyet savcılarımız evlerinde oturmadı. Gitti adliyelere, soruşturmaları başlattı, darbecilere yakalama kararları çıkardı, gözaltı kararları verdi ve onları zindanlarda şu anda. Onlar hesap veriyor. Yargı düzeni vesayetçi yargı anlayışından çıkan bugün ise milletin yargısı haline gelen, milletin hakkını, hukukunu savunan, insan haklarını savunan, milli iradenin yanında duran bir yargı sisteminden maalesef rahatsız olduklarını görüyoruz. Biz yargımızı daha tarafsız, bağımsız bir şekilde görev yapması noktasında özellikle suçla mücadele konusunda ve toplumsal huzur ve barışı bozmaya yeltenenlerle mücadele noktasında hukuk içerisinde, hukukun üstünlüğü çerçevesi içerisinde mücadelemizi sürdürmenin gayreti içerisinde olacağız.”